Bu kanun nedeniyle köylülerin arazi ve tarla sınırları değişmekte, araziler el değiştirmekte. Bu da aileler arasında çatışmalara neden oluyor.
Birçok aile bu sorundan dolayı birbirini mahkemeye veriyor ancak davalar onlarca yıl devam ediyor ve o sürede anlaşmazlıklar da artarak sürüyor.
Uzmanlar, bu yasanın sorunları çözmek için yeterli olmadığını ve mahkemelerin bu davalarda hızlı karar vermesi gerektiğini söylüyor. Bazı uzmanlar da “Ak Sakallılar Kurulu"nun kurulmasını ve köylülerin sorunlarının bu yolla çözülmesini öneriyor.
Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde 15 Haziran'da, Şidada ve Sarê köylerinde yaşayan akraba iki aile arasında çıkan arazi kavgasında 9 kişi hayatını kaybetti. Her iki köyde de halen jandarma güvenliği sağlıyor.
Avukat Şexko Filik bu sorunla ilgili, "Çok fazla bölünmüş olan toprakları birleştiriyorlar. Bunu yaparken mülk sahiplerinden izin almıyorlar, onlara hiçbir şekilde danışmıyorlar. Bir karar alıp buna göre araziyi birleştiriyorlar. Bazen sınırları değişiriyorlar, bazen el değiştiriyorlar. Aileler bu kararlara katılmıyor. Yaşanan kavgaların en büyük sebebi bu” diye konuştu.
Bismil Belediyesi Eş Başkanı Orhan Ayaz da "Bu toprakların çoğunun hissedarı var. Ayrıca bu hissedarlar arasında anlaşmazlılar var. Açılan davaların bir kısmı 70-80 yıldır mahkemelerde karara bağlanmıyor. Bu en büyük problem” değerlendirmesinde bulundu.
Sosyolog Şeymus Sefer de bu sorunun Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri devam ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Bu sorun milletin kendi çözümünü aramasına neden oluyor. İnsanlar burası benim toprağım diyor. Halk kendisi çözüme yöneliyor ve burası benim toprağım kimse burayı işgal edemez diyor. Ne yazık ki çözüm ararken kardeşler, kuzenler birbirini öldürüyor. Geçmişte arazi kavgaları daha çok aşiretler arasında yaşanırdı. Şimdi ise aileler arasında yaşanıyor.”
Son 3 ayda Diyarbakır, Mardin, Urfa, Ağrı ve Siirt’te arazi kavgalarında 23 kişi öldü, 50 kişi de yaralandı. Sadece Urfa’da 13 kişi hayatını kaybetti. Uzmanlara göre arazi kavgalarını önlemek için hem yasal hem de sosyal önlemler alınması gerekiyor.
Bismil Belediyesi Eş Başkanı Orhan Ayaz bu konuda şunları söyledi: “Hukuki uyuşmazlıkların bir an önce sona erdirilmesi ve çözüme kavuşturulması gerekmektedir. İkincisi, ailelerin izni olmadan, köylülerin izni olmadan tarla birleşimi yapılmamalıdır. Devlet ister kabul edin ister etmeyin diyerek bir karar kalıyor. İşte görüyoruz millet bu kararları kabul etmiyor.”
Şexo Filik de modern hukukun yetmediği durumlarda halkın ‘kendi hukuku’na başvurduğuna dikkat çekerek, "Ama gördüğümüz bu modern hukukun yetmediği. Sorunları çözemiyor. Resmi kurumlar bünyesinde, ticaret odası çatısı altında veya İnsan Hakları Derneği çatısı altında ya da Belediye Meclisi bünyesinde Ak Sakallılar Kurulu oluşturulmalıdır. Bu bir zorunluluktur. Bu şekide bu tür olayların önüne geçebilir” dedi.
Sosyolog Şeyhmus Sefer de şunları söyledi:
"Yani arsa 50 dönüm de olsa 100 dönüm de olsa sorun olur. Sonunda barajların yapılmasıyla köylülerin arazileri ve tarlaları değer kazandı. Fiyatı çok yükseldi. Bu da o toprakların cazibesini artırıyor. Bunun üzerine kardeş kardeşi öldürüyor, kuzen kuzeni öldürüyor. Bu ne bir, ne iki, ne de üç. Bu yüzden artık kimse büyükleri de dinlemiyor. Devletin, yetkililerin buna kalıcı bir çözüm bulması gerekiyor.” / gazete duvar