Birleşmiş Milletler 8 Mart vesilesiyle yayımladığı raporda "Zayıf demokrasi, toplumsal cinsiyet eşitliğinde gerilemeye neden oluyor ve muhalif gruplar kadın haklarını daha fazla baltalıyor" ifadelerine yer veriliyor.
Raporda, İspanya, Almanya, Kanada, Hollanda, Filipinler, Brezilya, Peru, Lübnan, Ürdün, Tunus, Avustralya, Moğolistan, Güney Afrika, Mali ve Zimbabve dahil olmak üzere toplumsal cinsiyet eşitliğinde gerileme yaşayan 35 ülkeye atıfta bulunuluyor.
Birleşmiş Milletler'e göre, dünya ülkelerinin dörtte biri toplumsal cinsiyet eşitliğinde gerileme göstermiş ve Pekin Anlaşması'nı uygulamamaktadır.
Pekin Anlaşması, 1995 yılında "Pekin Eylem Platformu" adı altında dünya ülkeleri arasında yapıldı ve kadın haklarına özeldir; 189 ülke, toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim, sağlık hizmetleri, siyasi katılım ve kadınlara yönelik şiddete son verme dahil olmak üzere kadın haklarıyla ilgili 12 önemli konu üzerinde anlaştı.
BM'ye göre, bu küresel konferanstan 30 yıl sonra, kadın haklarındaki gelişmeler karışık durumdadır, öyle ki "1995 ile 2024 arasında kadınlar için 1.531 yasal reform yapılmıştır, ancak kadınlar hala erkeklerin sahip olduğu hakların sadece yüzde 64'üne sahiptir."
Siyaset, koruma ve iş fırsatları
Rapor, "1995'ten bu yana dünya genelindeki parlamentolarda kadınların katılımının iki kattan fazla arttığını, ancak erkeklerin hala parlamentoların yüzde 75'ini oluşturduğunu belirtiyor. Ayrıca, tüm tarih boyunca sadece 87 ülkede kadın liderler olmuştur."
Ayrıca, "2010 ile 2023 arasında kadınların korunması üçte bir oranında artmış, ancak hala iki milyar kız ve kadın bu haktan mahrum ve korumasızdır."
2019 ile 2024 arasında, internet kullanan kadınların oranı yüzde 50'den yüzde 60'a yükselmiştir, ancak hala daha fazla korunmaları gerekiyor."
Rapora göre, 2003 ile 2023 arasında, erken evlendirilen kızların oranı yüzde 24'ten yüzde 19'a düşmüş, "ancak bu düşüş, fakir ailelere kıyasla zengin ailelerde üç kat daha fazla olmuştur."
1995'ten 2024'e kadar, istihdam ve iş fırsatlarında cinsiyet ayrımcılığını yasaklayan yasalar çıkaran ülkelerin sayısı 58'den 162'ye yükselmiştir.
Birleşmiş Milletler, istihdam ve iş fırsatlarında toplumsal cinsiyet eşitliğinin birkaç on yıl sonra bile hala değişmediğini belirtiyor, öyle ki "25 ile 54 yaş arasındaki kadınların yüzde 63'ü çalışıyor, buna karşılık erkeklerin oranı yüzde 92'dir."
Öte yandan, dünya genelinde 772 milyon kadın, kayıt dışı ekonomide ve güvenliğin az olduğu işlerde çalışıyor.
Rapor, yoksulluk, koronavirüs, küresel çatışmalar, iklim değişikliği ve yapay zekanın toplumsal cinsiyet eşitliğine ciddi tehditler oluşturduğunu belirtiyor.
Şiddet ve çatışma: Kurbanların yüzde 95'i kız çocukları ve kadınlar
Örneğin, "silahlı çatışmalar ve siyasi krizler nedeniyle meydana gelen cinsel şiddet son 3 yılda yüzde 50 artmıştır; kurbanların yüzde 95'i kız çocukları ve kadınlardır."
BM'nin belirttiği gibi, 2023 yılında 612 milyon kadın, silahlı çatışma bölgelerine 50 kilometre mesafede yaşamış ve 2010'dan bu yana bu oran yüzde 54 artmıştır.
Dünya genelinde her üç kadından biri yaşamları boyunca yakın bir kişi tarafından cinsel veya fiziksel şiddete maruz kalıyor, bu da 736 milyon kız ve kadına eşittir. Ayrıca, her 10 dakikada bir kadın veya kız eşi veya ailesinin bir üyesi tarafından öldürülüyor.
2015 yılında Birleşmiş Milletler üye ülkeleri "Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi" adı altında küresel bir çerçeve üzerinde anlaştı. Anlaşmada, yoksulluğu sona erdirmek, toplumsal cinsiyet eşitliği, kız çocuklarını ve kadınları güçlendirmek, dünya gezegenini korumak ve refahı sağlamak için 17 sürdürülebilir kalkınma hedefi belirtilmiş olup bu hedeflerin 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.
İyileştirmeye yönelik çalışmalar
Birleşmiş Milletler, toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorununu çözmeye yönelik altı maddelik öneri sunuyor ve 2030 yılına kadar bu hedeflere ulaşmak için şunların gerekli olduğunu belirtiyor:
1-Tüm kız çocukları ve kadınlar için bir dijital devrim başlatılmalı: Kadınların teknolojiye eşit erişimi olmalı, yapay zeka ve dijital alanlarda liderlik yapmalı, interneti kullanırken korunmalarına yardımcı olunmalı.
2-Yoksulluktan kurtarılmaları: Gelişmeleri ve refahlarına yardımcı olmak ve kendi işlerine ve mesleklerine erişebilmeleri için kadınların korunmasına, sağlık hizmetlerine, eğitime ve bakımına yatırım yapılmalı.
3-Şiddet ortadan kaldırılmalı: Ülkeler kız çocuklarına ve kadınlara yönelik şiddeti sonlandırmak için özel yasalar çıkarmalı, örgütleri desteklemek için güçlü planlar yapmalı ve şiddeti önlemeli.
4-Karar alma yetkisi eşit olarak verilmeli: Kadınların siyasete ve parlamentoya katılmalarına izin verilmeli, karar verici olmalarına yardımcı olunmalı.
5-Barış ve güvenlik: Devletler, kadınlar, barış ve güvenlik için hazırlanan planları finanse etmeli, kadın hakları ve sürdürülebilir barış için çalışan örgütleri tam ve sürekli olarak desteklemeli.
6-İklim adaleti: İklim değişikliğiyle mücadele planlarında kadınlar öne çıkarılmalı ve liderliği güçlendirilmeli; ayrıca kadınların ve kız çocuklarının "yeşil işlerden" faydalandığından emin olunmalı.
Yeşil iş, çevre ve iklimi korumak için yapılan iştir, bunlar arasında yenilenebilir enerji, temiz enerji, atık yönetimi ve sürdürülebilir tarım alanlarında çalışmak yer alır.
Birleşmiş Milletler, bu altı öneride kadınlara ve kız çocuklarına odaklanmanın şimdi ve gelecekteki başarıyı garanti edeceğini, ayrıca 2030'a kadar kadın haklarının ve hedeflerinin güçlendirileceğini belirtiyor.