İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşme yapan DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ten oluşan heyet TBMM'de partilerle görüşme turlarına devam ediyor.
Önder, Buldan ve Türk, saat 10.30'da DEM Parti grubu ile aynı katta bulunan CHP grubuna geldi. Heyeti makam odasının kapısında CHP Genel Başkanı Özgür Özel karşıladı. Karşılamada CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen de bulundu.
Tokalaşan heyetler, basına poz verdi ve ardından Özel'in TBMM'deki makam odasında gerçekleşen görüşmeye geçildi.
1 saat 35 dakika süren görüşmenin ardından Özgür Özel ve Sırrı Süreyya Önder açıklama yaptı.
ÖZGÜR ÖZEL: KOMİSYON ÇALIŞMASINA İHTİYAÇ VAR
Görüşmenin ardından açıklama yapan Özgür Özel, şöyle konuştu:
"Değerli arkadaşlar hepinize çok teşekkür ediyoruz. Beklettik. Değerli heyetimizi misafir ettik. Kendilerini dinledik. İçinde bulunduğumuz sürece, döneme yönelik olarak ilk baştan beri Türkiye’nin 50 yıldır süren bir sorununu, ortadan kaldırmak, annelerin gözünün yaşını dindirmek, yeni şehitlerimizle sarsılmamak, daha fazla kayıplar vermemek adına atılacak her türlü adıma Cumhuriyet Halk Partisi olarak katkı sağlayacağımızı daha önce ifade etmiştik. Bu görüşlerimizi değerli heyetimizle de paylaştık. Bugüne kadarki ve budan sonraki ile ilgili beklentilerimizi, endişelerimizi, olumlu ve olumsuz gördüğümüz yönleri, eleştirilerimizi büyük bir açıklıkla dile getirdik. Budan sonrasına yönelik olarak da önerilerimizi, tavrımızı ifade ettik.
Çok kısaca söylemek gerekirse bizim tarihsel tutarlılığımız, böyle bir sürecin Meclis odaklı, Meclis’in öncülüğünde, Meclis’in önderliğinde ve denetiminde ilerlemesi gerektiğidir. Bu konuda herhangi bir şüphemiz, herhangi bir farklı düşüncemiz yok. Bundan sonraki süreçte atılacak tüm adımlar için Meclis’te tüm siyasi partilerin içinde olduğu güçlü bir komisyon çalışmasına ihtiyaç olduğunu açık yüreklilikle ifade ettik.
'KAN VE GÖZYAŞINI DURDURMAK NOKTASINDA İRADAYİ ÖNEMSİYORUZ'
Toplumsal mutabakatın önemli olduğunu, toplumun en hassas duygularının göz ardı edilmeden adımlar atılması gerektiğini ifade ettik. Daha önce de söylemiştik biz toplumsal mutabakat dediğimizde tüm toplumun kendini dışlanmamış hissettiği, içinde olduğu bir süreci kastediyoruz. Özellikle şehit aileleri ve gazilerin de bu süreçte rencide edilmeden, dışlanmadan, endişeleri, korkuları, duyguları göz önüne alınarak ve onların da sürecin içinde sözlerini söyleyebilecekleri mekanizmaların oluşturulmasına yönelik önerilerimizi de ifade ettik. Ben hem ziyaretleri için hem de bundan sonra Türkiye’nin barışına yönelik olarak atılacak adımlarda hiçbir siyasi çıkar, pazarlık, beklenti olmaksızın esas olanın Türkiye’nin hep birlikte, Türkiye’deki bütün vatandaşların hep birlikte gelecek umutlarını yükseltmek, akan gözyaşlarını durdurmak, kanı durdurmak noktasında ifade edilen iradeyi önemsiyoruz. Buradan sonra atılacak tüm adımların hem demokratik, hem yasal adımlar olması gerektiğini önemsiyoruz.
'ÖNEMLİ OLAN YARINLARA UMUTLA BAKABİLMEK'
Ayrıca toplumun da acaba bir takım siyasi çıkar ilişkileri mi var, bu iş bir anayasa değişikliğinin ilk adımları mıdır gibi bir noktada da bu ihtimali tamamen dışlayan bir sürecin içinde olunması gerektiği noktasındaki mutabakatımızı da memnuniyetle görmüş noktadayız. Önemli olan kanı, gözyaşını, Türkiye’nin bir bütün olarak kaybetmesini engelleyip, hep beraber yarınlara umutla bakabilmek. Biz bu umudu muhafaza ediyoruz."
ÖNDER: ENDİŞE VE İTİRAZLAR, DESTEKLERDEN DAHA KIYMETLİ
Sırrı Süreyya Önder de endişe ve itirazların desteklerden daha değerli olduğuna vurgu yaparak "Bu, dar bir kesimin siyasi bir manevrası değil, bütün toplumun geleceğini ilgilendiren bir şey" dedi. Önder'in açıklaması şöyle:
"Çok kapsamlı bir görüşme imkanı bulduk. Öneri, katkı ve endişeleri dinledik. Hepsi birbirinden kıymetli. Özellikle endişe ve itirazlar desteklerden daha anlamlı. Çünkü bu dar bir kesimin siyasi bir manevrası değil, bütün toplumun geleceğini ilgilendiren bir şey olduğu için hepsini dikkate almak, hepsine kulak kesilmek, hepsi için çareler bulmak zorundayız. Çünkü evlatlarımıza barış içinde bir ülke borcumuz var. Bunu da hep birlikte toplum olarak sağlayacağımıza olan güvencimizle hepinizi selamlıyoruz."