Yerel

Derecik’te maçta çıkan kavga meclis gündeminde

Hakkâri Milletvekili Öznur Bartın Hakkâri’nin Derecik ilçesinde 2 Kasım 2024'te düzenlenen kurumlar arası futbol turnuvasında çıkan olaylara ilişkin ilgili 3 Bakan’a soru önergesi verdi.

Abone Ol

Hakkâri Milletvekili Öznur Bartın,  Hakkâri’nin Derecik ilçesinde ilçe Jandarma komutanlığı  ile Derecik Kaymakamlığı Personeli arası oynanan futbol turnuvasında çıkan kavganın araştırılması ve sorumluluğu olan tüm personel hakkında acilen kapsamlı bir soruşturma başlatılmasını gerektiğini belirterek İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e ve Adalet Bakanlığı Yılmaz Tunç'a soru önergesi verdi.

Bartın soru önergesinde düzenlenen kurumlar arası futbol turnuvasında Jandarma personelinin, Kaymakamlık çalışanları ve seyircilere yönelik coplarla gerçekleştirdiği saldırıyı, devlet otoritesinin hukuk dışı ve keyfi biçimde kullanılmasının vahim bir örneği olarak değerlendirdiğini belirtti.

“ HALK ÜZERİNDE GÜVENLİK GÜÇLERİNİN KEYFİ GÜÇ KULLANIMINA DAİR ENDİŞELERİ ARTIRMAKTADIR”

Bartın önergesinde olaya ilişkin şu ifadelere yer verdi: “İddiaya göre, bir üsteğmenin talimatıyla başlayan bu müdahale, dostane bir maç sırasında çıkan tartışmanın ardından gerçekleşmiştir. Maç sırasında yaşanan faul sonrası jandarma personelinin sözlü tehditleri ve hakaretlerinin ardından, sahadaki yaklaşık 20 jandarma personeli, yalnızca Kaymakamlık takımındaki oyunculara değil, saha dışında bulunan seyircilere de coplarla saldırdığı basına yansımıştır. Kaymakamlık takımından İ.T., coplarla yapılan bu şiddetli saldırı nedeniyle karın, kasık, diz ve omuz bölgelerinde ağır darp izleriyle yaralanmış; kendisine yardım etmek isteyen yurttaş E.Y. de benzer bir saldırıya maruz kalmıştır. İ.T., vücudundaki darp izlerini belgeleyerek adli süreci başlatacağını ifade etmiştir. Bu olay, kolluk kuvvetlerinin keyfi güç kullanımına başvurarak yurttaşlara doğrudan bir tehdit oluşturduğunu, devletin sağlamakla yükümlü olduğu güvenlik amacını tersine çevirdiğini gözler önüne sermektedir. Saldırıda yaralanan İ.T. ve E.Y., darp izlerini belgeleyerek hukuki yollara başvuracaklarını açıklamıştır. Hakkâri ve bölge kentlerinde kolluk kuvvetlerinin sık sık şiddet kullanması ve bu olayların cezasız kalması, halk üzerinde ciddi bir baskı yaratmakta ve güvenlik güçlerinin keyfi güç kullanımına dair endişeleri artırmaktadır. Bu olay, Anayasa'nın güvence altına aldığı yaşam ve fiziksel bütünlük haklarının ihlali olarak değerlendirilmekte; İçişleri, Milli Savunma ve Adalet Bakanlıklarının, sorumluluğu olan tüm personel hakkında acilen kapsamlı bir soruşturma başlatarak gerekli yaptırımları uygulaması gerekmektedir”

“HAKKARİ’DEKİ OLAY  TEMEL HAKLARIN İHLALİ NİTELİĞİNDEDİR”

Önergede Anayasa’nın 17. maddesini hatırlatan Bartın, , "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir," hükmüyle bireylerin fiziksel ve ruhsal bütünlük haklarını güvence altına almaktadır. Ancak Hakkâri’de yaşanan bu olay, Anayasa’nın güvence altına aldığı temel hakların ihlali niteliğindedir. Anayasal korumaya rağmen, yurttaşlara karşı yapılan bu saldırılar, kolluk kuvvetlerinin hesap vermemesi sonucunda güçlendirdiği cezasızlık anlayışının halk üzerinde nasıl bir baskıya dönüştüğünü göstermektedir. Ulusal yasal düzenlemelere ek olarak, Türkiye’nin taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de bireylerin fiziksel bütünlüklerini koruma altına almaktadır; bu tür eylemler, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini ihlal etmesi anlamına gelmektedir” ifadelerine yer verdi.

“GEREKLİ İDARİ VE HUKUKİ YAPTIRIMLARI UYGULAMASI GEREKMEKTEDİR”

İlgili 3 bakanın ivedilikle gerekli soruşturmanın başlatılması isteyen Bartın, Bu olayın ardından İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın, sorumluluğu olan tüm personel hakkında ivedilikle kapsamlı bir soruşturma başlatması ve gerekli idari ve hukuki yaptırımları uygulaması gerekmektedir. Bu tür eylemler, Anayasa’nın güvencesi altında bulunan yurttaş haklarını doğrudan ihlal ederken, devletin temel görevi olan güvenliği sağlama yükümlülüğünü de ihlal etmektedir” diye belirtti.

Bartın, İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu soruları sordu:

1.      Derecik’teki olayla ilgili olarak adaletin sağlanması için nasıl bir soruşturma süreci yürütülecek? Bağımsız bir denetleme yapılacak mı?

2.      Cezasızlık politikalarına karşı adalet sisteminde hangi önlemler alınmaktadır? Bu politikalar yerel düzeyde nasıl uygulanmaktadır?

3.      Hakkâri ve çevre illerde yaşanan kolluk şiddeti ve cezasızlık politikalarının önlenmesi için atılacak adımlar nelerdir?

4.      Kamuoyunda güveni yeniden sağlamak için Bakanlık hangi uygulamaları hayata geçirecek? Bu uygulamalar nasıl denetlenecek?

5.      Yurttaşların insan hakları ihlallerine karşı korunması için mevcut hukuki mekanizmalar yeterli midir? Ek düzenlemelere ihtiyaç var mıdır?

6.      Kolluk kuvvetleri hakkında açılan soruşturmaların etkinliğini artırmak için Bakanlık hangi adımları atmayı planlamaktadır?

7.      Türkiye’de son 20 yıl içinde şiddet olaylarına karışan kolluk personeli sayısı nedir? Bu personelden kaçı hakkında hukuki işlem yapılmıştır?

8.      Derecik benzeri olayların önlenmesi adına bölgedeki adalet sisteminde yapısal bir değişiklik yapılması düşünülmekte midir?

9.      İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Anayasa’nın ilgili maddelerine göre kolluk kuvvetlerinin yurttaşlara yönelik şiddeti nasıl engellenmelidir?

10.  Adalet Bakanlığı, şiddete uğrayan mağdurların haklarını koruma adına ne gibi önlemler almayı planlamaktadır?