Elazığ’ın Sivrice ilçesinden doğup Diyarbakır’dan geçerek Şattülarap'ta Basra Körfezi'ne dökülen Dicle Nehri’nde DİSKİ’ye ait Atıksu Arıtma Tesisleri’nden çıkan siyah ve kimyasal madde içeren atıksu, canlı hayvanları, insanları ve tarım alanlarını tehdit ediyor. Atık suyun nehre karışmasıyla ortaya çıkan korkunç manzara dron kamerasıyla havadan görüntülendi.
Merkez Sur ilçesi Karpuzlu Mahallesi’ndeki Atık Su Arıtma Tesisi’nden çıkan suyun nehre karıştığı görülürken, bu durum mahalleli ve çevrecilerin tepkisini topluyor.
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, canlı popülasyonunun yoğun olduğu Dicle Nehri’ndeki böyle suların nehri yaşanmaz hale getirebildiğini ifade etti.
Dicle Nehri’nin Türkiye ve Diyarbakır bölgesi için çok önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Kılıç, "İhlas Haber Ajansı tarafından çekilen görüntüler oldukça üzücü ve durumun vahametini gösteriyor. Dicle Nehri’ne akan bu siyah görünümlü suyun kaynağı muhtemelen Diyarbakır’ın evsel atıklarıdır. Diyarbakır’ımızın çok güzel bir atık su arıtma tesisi var. Burada hem fiziksel hem biyolojik arıtma gerçekleştirilir. Bu artıma neticesinde sudaki istenmeyen maddeler ve diğer unsurlar arıtılmış olur, nehre oldukça kaliteli bir su gelir" dedi.
"Dicle Nehri bu bölge için can suyudur"
"Fakat arıtılmadan gelen o siyah su, deyim yerindeyse foseptik çukuruna akan sudur" diyen Kılıç, "Dicle Nehri, o bölge için ve Türkiye için çok önemlidir. Orada içme suyu olarak Dicle Nehri’nin kullanıldığını görüyoruz. Dolayısıyla bu siyah suyun içerisinde pek çok ağır metal olsun, patojen organizmalar olsun, bulaşıcı hastalıklara neden olan diğer canlılar olsun bol miktardadır. Eğer nehre bu şekilde atık su bırakılıyorsa, vatandaş zaten Dicle Nehri boyunca hep tarlalarına sulama amacıyla su çeker. Pamuk, mısır, domates, biber ve kenarda yetiştirilen sebze bahçelerine sürekli nehirden su alınıp kullanılır. Bu da yetiştirilen sebze ve meyvelerin kalitesini ciddi anlamda bozar. Böylece vatandaşın sofrasına da hem ağır metal bulaşmış, hem de hastalık unsurlarını taşıyan su gelmiş olur. Bu yüzden bu görüntü çok önemli bir durumu gösteriyor. Bizim Dicle Nehri’ni kirletmememiz lazım. Dicle Nehri bu bölge için can suyudur. Çünkü halk geçimini tarlalardan sebze, meyve ve tahılla elde ediyor. Bu şekilde nehir kirletilirse bu geçim kaynağı yavaşça kullanılamaz hale gelir" dedi.
"Böylesine sular nehri yaşanmaz hale getirir"
Bölgedeki biyolojik çeşitliliğin yaşam alanlarının tehdit altında olduğuna dikkat çeken Kılıç, aynı zamanda bu bölgede büyük bir biyolojik çeşitliliğin olduğunu dile getirdi.
Bilinen büyük türlerden memeli hayvanlar, su samurları ve su memelileri mevcut olduğunu hatırlatan Kılıç, "Bol miktarda kuşlar da var. Bu bölgede 200’den fazla kuş türü yaşıyor. Bunların yaşam alanları ciddi biçimde tehdit altında. Orada önceki yıllardan bildiğimiz için 40’tan fazla balık türü vardı. Bu sularda balığın yaşaması mümkün değil. Omurgasız dediğimiz, Arthropoda (eklem bacaklı) dediğimiz türden hayvanlar var, salyangozlar gibi hayvanlar yaşayabilmesi için şans kalmıyor" diye konuştu.
Bu suların nehirdeki o türleri zamanla ortadan kaldıracağına değinen Kılıç, "Deyim yerindeyse biyolojik zenginliğimizi biz tüketmiş oluyoruz. Halbuki bu tesis Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki nadir Atık Su Arıtma Tesisleri’nden biridir. Buna özellikle ilgililerin daha büyük bir önem vermesi lazım. Diyarbakır’ın 1 milyon sayıdan fazla nüfusu var. Böylesine sular nehri yaşanmaz hale getirir. Biz biliyoruz ki Dicle Nehri bu bölgenin can damarıdır" şeklinde konuştu. Mahalle sakinlerinden Sadettin Aykul, atık sudan kaynaklı sadece hayvanların değil, insanların da sağlıklarının tehlikede olduğunu belirtti.
Öte yandan, tarım arazilerinin verimsizleştiğini kaydeden Aykul, şunları söyledi: "DİSKİ’ye bağlı olan arıtma tesisi için defalarca dilekçeli, yazılı ve sözlü uyarılarımıza rağmen hiçbir yetkili çözüm bulamadı. Sur ilçesine bağlı Karpuzlu Mahallesi atık sudan kaynaklı kokudan geçilmiyor. Aynı zamanda bu kokular biz insanları ve canlı hayvanları etkiliyor. Özellikle suyun içindeki canlı hayvanlar çok etkileniyor. Dicle Nehri Basra Körfezi’ne kadar gidiyor. Buradaki atık sudan kaynaklı pis koku aynı zamanda yerli halkı da etkiliyor. Lütfen bu arıtma tesisi için yetkililer bir önlem alsın. Temiz suyu Dicle Nehri’ne bırakmaları lazımken zannediyorsam olduğu gibi Dicle Nehri’ne aktarılıyor. Buradaki yerliler kokudan uyuyamıyor desem yeridir. Bu kokulardan kaynaklı çoğu vatandaş her gün hastanelere gidiyor. Biz bu nehir suyuyla tarım ürünlerini suluyoruz. Öte yandan, tarım da çok fazla etkileniyor."