Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Diyarbakır'da Kulp Kaymakamı Burak Akeller'in bir imamı, cuma hutbesinde askerlerle ilgili bölümü okumadığı için darp ettiği iddiasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
"Diyarbakır Kulp’ta yaşanan rahatsız edici hadiseye ilişkin duruşumuz açık ve nettir" denilen açıklamada, "Vatanımızı, bayrağımızı, şehitlerimizi tartışma konusu yapmayız. Bu konudaki duruşumuzu da kimseye sorgulatmayız. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gönderilen cuma hutbesi metnini harfiyen okumamak bir suç veya görevi ihmal ise yapılması gereken idari inceleme ve soruşturmadır. Bunun yöntemi cami adabını çiğnemeden hukukun gereğini yapmaktır" ifadeleri kullanıldı.
'TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR, İMAMIN BİR İHMALİ, BİR KASTI VARSA YAPILMASI GEREKENLER BELLİ'
Memur-Sen'in sürecin takipçisi olacağı belirtilen açıklama şöyle devam etti:
"Yaşanan olayda cami adabının çiğnenmesi, akabinde imam odasında din görevlisinin sözlü ve fiili şiddete maruz kalması kabul edilebilir değildir. Konu darp raporuyla ortaya konulmuştur. Bundan sonrası ilgili ve yetkili mercilerin işidir. Türkiye bir hukuk devletidir. Dolayısıyla, İmam-hatibin işlediği bir kusur, bir ihmal, bir kasıt varsa hukuk devleti ilkeleri içinde yapılması gerekenler bellidir. Aynı ilke, kaymakamın eylemi için de geçerlidir.
İçişleri Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı gerekli adli ve idari soruşturmaların başlatıldığını açıklamıştır. Memur-Sen olarak biz de sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz."
DİYANET-SEN: BU VANDALLIK KARŞILIKSIZ KALMAMALI
Memur-Sen'e bağlı Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası (Diyanet-Sen), Kaymakam Akeller'in saldırısının "bir anlık öfke ile değil planlı olduğunu iddia etti:
"Kulp Kaymakamının, inancımızın kutsal mekanları olarak herkesin saygı ile girip çıktığı, içinde yüksek sesle konuşmaktan bile hicap duyduğu camide, hutbe sırasında İmam'a bağırarak müdahale etmesi hem hutbe adabına uymayan hem de cemaate saygısızlık içeren bir hareket olmuştur. İmam arkadaşımızın olgunluk göstererek bu provokasyona gelmemesine karşın Kaymakam'ın çirkinliklere devam etmesi, namazdan sonra İmam'a sinkaflı küfürler etmesi, hakaretler savurması, 'seni sürgün ederim' diye tehdit etmesi, en çirkini İmam'ı tekmelemiş, mikrofonun sopasıyla ve mikrofonla defaatle darp edip, geride delil bırakmamak için mikrofonu aldırıp camiden ayrılması hiçbirimizin, insaflı hiç kimsenin kaldırabileceği bir olay değildir. Öncesinde İmam'a camide kamera olup olmadığını sorması Kaymakam'ın bu eylemi bir anlık öfkeyle değil planlayarak yaptığının göstergesidir. Oysa varsa imamın kusuru bunun usulü ve yolu bellidir.
Vazifesi hukuku ayakta tutmak ve uygulamak olan bir devlet görevlisinin hukuku ayaklar altına alarak yaptığı vandallık asla karşılıksız kalmamalı, bölgeyi güvenlikçi ve yaftalayıcı bir refleksle değerlendirmenin beledini tüm ülke ödemek zorunda kaldığımız bilinci içinde hareket edilmeli, kaymakam hakkında acilen soruşturma açılarak görevden el çektirilmelidir."