Gözaltına alınan DEM Partili Mersin Akdeniz Belediyesi Eş Başkanları Nuriye Arslan ve Hoşyar Sarıyıldız ile dört belediye meclis üyesi mahkemeye sevk edildi.
Önceki gün "terör örgütü propagandası yapmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunu'na aykırılık" ve "2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" iddialarıyla gözaltına alınan Arslan, Sarıyıldız, Başkan Yardımcısı Özgür Çağlar ile belediye meclis üyeleri Neslihan Oruç, Yakup Danış ve Hikmet Bakırhan'ın savcılık ifadeleri sona erdi.
Savcılık gözaltında tutulan eş başkanlar ve meclis üyelerini tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti.
'SUÇ BULAMADILAR, İMAL EDİYORLAR'
Sabah saatlerinden itibaren adliye önünde toplanan kitleye açıklama yapan DEM Parti milletvekili İbrahim Akın, Akdeniz Belediyesi ablukaya alındığından bu yana kararın belli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Şu anda uygulamanın son sayfasına gelmiş durumdalar. Ama biz hem onurlu duruşumuzla hem de mücadelemizle bunu kabul etmeyeceğiz. Bunun bir hukuk kararı değil saraydan verilen bir karar olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye’de adı konulmamış bir tartışma süreci yaşanıyor. Ancak bu yaşananlar bu süreci baltalıyor. Saray şu anda bu süreci baltalıyor. Akdeniz Belediyesi’nde hiçbir suç bulamadılar ama suç imal ediyorlar.”
Adliye önünde bekleyişi sürdüren kitle de kararı “ Akdeniz bizimdir bizim kalacak”, “Biji Berxwedana Akdeniz (yaşasın Akdeniz halkının mücadelesi)”, “Direne direne kazanacağız” sloganlarıyla protesto etti. Adliye önündeki kalabalık savcılık kararının açıklanmasından ardından artamaya başladı.
GÜNDEMİMİZDE ÇİFT DİL VE BAYRAK YOK, BARIŞ VAR'
Önder, "Barışa gelince... Barış çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak olduğumuz bir şeydir. Hiçbir dahillerinin olmadığı çatışmalı bir mirası bu ülkenin çocukları hak etmiyor. Sorumluluğumuzun ve vicdanımızın gereği onlara barış içinde bir ülke bırakmak... Çok spekülatif tartışmalar oluyor. Silah kadar zarar veren bir dil bu. Ülke bölünecek, çift dil, çift bayrak falan... Gündemimizde ne böyle bir şey var, ne bunu tartıştık, ne de bunun iması yapıldı. Böyle bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır. Bu konuda fikrini değiştiren ve kuşkusunu gidermek isteyen herkesle görüşmeye, derdimizi anlatmaya, önerilerini, katkılarını, eleştirilerini ve uyarılarını dinlemeye de hazırız. Tek ricamız bu toksik dilin bir kenara bırakılması" ifadesini kullandı.
'GÜVERCİN KASAPLARINA CEVAZ VERMEMEK LAZIM'
Önder, "Bu kadar şeffaf ve açık süreç yürütüyoruz. Ama iki anahtarı var bunun. Birisi ciddiyet, diğeri samimiyet. Herkesten bunu asgari olarak beklemek hakkımız. Bu mesele ne Ahmet Bey'in, ne Pervin Hanım'ın ne de benim derdim. Bu mesele bütün ülkemizin derdi, başta da çocuklar olmak üzere. Hepimizden olumlu katkı bekliyoruz. Biz dilimizi değiştirmeyeceğiz. Bu şekilde saldırgan dil kullanarak karşı gelebileceğimiz maksimum nokta bu. Samimiyeti halk takdir edecek. Yaklaşık bir haftadır yollardayız. Yolda barışı talep eden, boynumuza sarılan, elinizi çabuk tutmamızı isteyen, zaman zaman uyaran... Bu konuda halkın vicdanı doğruyu işaret ediyor. Ama güvercin kasaplarına cevaz vermemek lazım. Bu da hepimizin sorumluluğu" diye konuştu.
Önder, Kürt partileriyle görüşüp görüşmeyeceklerine dair soruyu, "Evet. Parti planlıyor. Ne söylersek yanlış olabilir. Hiçbir toplumsal kesimi bu paylaşımın dışında bırakmayacağız. Derdimiz barışı kurmak. Yol, vasıta hangisi etkiliyse onu yapacağız" diye yanıtladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan süreç kapsamında İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşme yapan DEM Parti heyeti Edirne F Tipi Cezaevi'nde eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'yı ziyaret etmişti.