Karadeniz Bölgesi'nde direkt ve dolaylı olarak 500 bin ailenin geçimini sağladığı fındık için hasat mevsimi yaklaşıyor. Üreticiler en az 200 lira alım fiyatı bekliyor.
Üretiminde Türkiye'nin yüzde 70 ile dünya lideri olduğu milli ürün fındığın 13 ilde yaklaşık 725 bin hektar alanda üretimi yapılıyor. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği verilerine göre, 2023'te 284 bin 141 ton fındık karşılığında 1 milyar 866 milyon 735 bin 417 dolar döviz girdisi sağlanırken üreticinin ise yüzü yıllardır gülmüyor.
Geçmiş yıllarda üreticinin hasadını satmasıyla yıllık harcamasını çıkardığı fındık, son yıllarda maliyetin altında verilen fiyatlar nedeniyle gelir kapısı olmaktan çıktı. Fındık üreticilerinin birliğiyle kurulan FİSKOBİRLİK'in işlevsizleştirilmesi, piyasaya giren yabancı firmanın tekelleşmesi, piyasacı anlayışla çiftçinin yok sayılması gibi nedenlerle fındık üreticisinin durumu her yıl kötüye gidiyor.
Bu yıl tarım ürünlerine verilen düşük fiyatlar, çiftçiler tarafından tepkiyle karşılanırken fındık üreticileri de aynı mağduriyeti yaşamaktan endişe ediyor. Yıllık enflasyonun yüzde 71,60 oranında açıklandığı bu yılda buğdaya yüzde 18, yaş çaya yüzde 54 zam verilmesi çiftçilere aynı politikanın fındıkta da uygulanması tedirginliğini yaşatıyor.
Geçen yıl levant kalite fındık için kilogram başına 82 lira artı 2 lira 70 kuruş destekleme ücreti olarak açıklanan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) alım fiyatı maliyeti karşılamadığı gerekçesiyle tepki çekmişti. Tarım Bakanlığı ve Ziraat Odaları rekolte ve maliyet fiyatını henüz açıklanmazken üreticiler fındığa en az 200 lira fiyat verilmesini bekliyor.
BEKAR: İSTİKRARLI BİR FİYAT POLİTİKASI UYGULANMASI GEREK
Ortahisar Ziraat Odası Başkanı Mustafa Bekar, maliyet araştırmalarının henüz bitmediğini belirterek fındığa maliyetinin üzerinde fiyat beklediklerini söyledi. Türkiye'den aşırı bir fiyat artışı yaşandığını ve açıklanan enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını belirten Bekar, üreticilerin kaybının önlenmesi için istikrarlı bir fiyat politikasının uygulanması gerektiğini ifade etti.
Fındıkta rekolte ölçme çalışmalarının Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve paydaşları tarafından sürdüğünü belirten Bekar, "Fındığa ziraat odaları olarak bir taban fiyat isteyebilmek için öncelikle gerçekleri ortaya koymamız lazım. Bunun için önce tahmini rekolteyi hesaplamamız gerekiyor. Ben kendi yaptığım gözlemlere dayanarak geçen yılla aynı düzeyde bir rekolte gerçekleşeceğini düşünüyorum. Fındık rekoltesi piyasayı etkileyen bir durum olduğu için fiyatı da etkileyecek. Ancak esas dikkat edilecek olan üreticinin alın teri ve emeğinin karşılığıdır. Bunun için fındığın kilogram bazında maliyetini tespit edeceğiz. Bütün veriler ortaya konduğunda fındığın maliyetini ve devletin vermesi gereken fiyatı açıklayacağız" dedi.
Türkiye'de sürekli yaşanan bir zam dalgası olduğunu ve iğneden ipliğe her şeyin fiyatının arttığını kaydeden Bekar, hem üretici kesimin hem de çalışan ve emekli kesimin bundan zarar gördüğünü söyledi. Aşırı zamlar sonrası mağdur edilen bu kesime çare bulunması gerektiğini aktaran Bekar, "Devleti yaşatmak için insanı yaşatmanın gerekliliğini her zaman vurgulayan Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda da devletin bütün imkanlarını ortaya koymalıdır" ifadelerini kullandı.
'ÜRETİCİ ÜRETMEZSE TÜRKİYE'DE 85 MİLYON AÇ KALIR'
TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını kaydeden Bekar, "Piyasaya baktığımız zaman böyle bir enflasyon olmadığını düşünüyorum. TÜİK'in hesapladığı enflasyon ile vatandaşın pazarda karşılaştığı enflasyonun alakası yok. Üretici cebine girene bakıyor. Cebine giren az, çıkan çok olduğu zaman hem üretici hem vatandaş zarar görüyor. Üretici üretmezse Türkiye'de 85 milyon aç kalır. Bunun için üreticinin önündeki engellerin aşılması ve emeğinin karşılığı verilmesi gerekir" diye konuştu.
Fındıkta fiyat dengesi oturtulmadığı takdirde üretimin düşeceğini dile getiren Bekar, bundan devletin de zararlı çıkacağını söyledi.
Bekar, "Çay üreticisine yapılan fındık üreticisine yapılırsa, üretici bahçeye inmez. Üretici maliyetini kurtaramazsa bahçeye inmiyor. Bu da yılda yaklaşık 2 milyar dolar döviz girdisi sağlayan, tarımsal ekonominin yüzde 10'unu oluşturan fındığın sağladığı katkının düşmesi demektir. Fındık üretiminin terk edilmesi bu ürünün başka ellere bırakılmasına sebep olur. Fındığı korumak için üreticiye destek verilmesi ve üreticinin emeğinin karşılığının verilmesinden başka yol yoktur. Fındığı daha çok üretebilmek için üreticinin hakkını vereceksin ki onla meşgul olsun. Eğer emeğinin karşılığını alamazsa bu işi yapmaz. Fındığa maliyetinin üzerinde bir rakam verilmeli ve istikrarlı bir fiyat politikası uygulanmalıdır" sözlerini kullandı.
Fındığa verilen alan bazlı desteğin de 10 yıldır artmadığını kaydeden Bekar, bu destekte de ciddi bir artış olması gerektiğini ifade etti. Alan bazlı destekleme ücretinin Avrupa Birliği fonlarından verildiğini ve devletin buna katkı sunmadığını kaydeden Bekar, "Fındığa verilen alan bazlı destek 10 yıldır 170 lira. 10 yılda 10 kat artması gerekirken fiyat aynı kaldı. En az bin liraya çıkarılması gerekiyor. Ya da daha kalıcı bir yol ile üreticiye destek verilmesi gerekiyor. Üreticiye ne verilirse onu devlet geri alabiliyor. Burada da verilen her destek fazlasıyla devlete geri dönecektir" diye konuştu.
BAYRAKTAR: EN AZ 200 LİRA VERİLMELİ
Trabzon Fındık Üreticileri Derneği Başkanı Suat Bayraktar, fındık için an az 200 lira alım fiyatı beklediklerini söyledi.
Yaptıkları hesaplamada kilogram başına fındık maliyetinin 165 lirayı bulduğunu ifade eden Bayraktar, "Bunun üzerine en az yüzde 25 kâr koyulduğunda da 206,5 lira olur. Bizim de beklentimiz fındığa en az 200 lira verilmesidir. Türkiye'nin dünyadaki üretiminin yüzde 70'ine sahip olduğu bir ürün için üreticiye maliyetinin altında bir fiyat verilmesi insani açıdan kabul edilemez. Üretici ürününden kar etmeli ki gelecek yıl da üretim yapabilsin" dedi.
Avrupa ülkelerinde geçen yıl fındığın 9 euro'dan (315 lira) satıldığını belirten Bayraktar, Türkiye'de üreticiye son yıllarda maliyetin altında kalan bir ücret verildiğini ifade etti. Türkiye'nin tarımsal alanda en büyük döviz girdisini fındıktan sağladığını kaydeden Bayraktar, buna rağmen üreticinin yıllardır yok sayıldığını dile getirdi.
Bayraktar, fındık tarımında yaşanan sorunların çözümüne ilişkin ise şu talepleri sıraladı:
"Fındık fiyatı rekolteye göre değil maliyet analizine göre belirlenmelidir. Zaman faydasından yararlanmak için devlet lisanslı depolama sistemine geçilmesini zorunlu kılmalıdır. En kısa sürede FİSKOBİRLİK acilen rehabilite edilmeli ya da benzeri yapıda bir örgütlenme hayata geçirilmelidir. Hasat edilen fındığın yerelde işlenerek hem üreticinin geliri artırılmalı hem de bölgeye istihdam sağlanmalıdır."
'200 LİRANIN ALTI ANCAK MALİYETİNİ KARŞILAR'
Trabzon'un Beşikdüzü ilçesinde fındık üreticiliği yapan İsmail Karademir, geçen yıl ürettiği ürünü maliyet fiyatına satabildiğini söyledi. Fındığın zahmetli ve maliyetli bir ürün olduğunu ifade eden Karademir, "Geçen sene ürettiğim fındığın kilogram maliyeti 117 liraya denk geldi. Bunun içerisinde ilaçlamadan yevmiye, bakımdan kurutmaya kadar tüm aşamaları kattım. Geçen yıl 26 dönüm bahçeden 2 ton ürün elde ettim, satış ortalamam da 118 liraya denk geldi" dedi.
Fiyat beklentisinin en az 200 lira olduğunu açıklayan Karademir, "Arpaya 25 kuruş, buğdaya 1 lira, çaya yüzde 54 zam verdiler. Fındığa da aynı zammı uygularsalar 126 liraya tekabül ediyor. Bu da tüccara 110 lira civarında satılması demek olur. Fındığın 250 lira olması gerekir ki üretici olarak bu işten para kazanalım. En az olması gereken fiyat 200 liradır. 200 liranın altındaki ücret üreticinin ancak maliyetini karşılar" sözlerini kullandı.
SUİÇMEZ: 200 LİRANIN ALTINDA BİR FİYAT 'ÜRÜNÜNÜZÜ SÖKÜN' DEMEKTİR
CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, fındık üreticisinin yıllardır zor durumda bırakıldığını söyledi. İktidarın tarım politikalarının çöktüğünü ve çiftçinin nefes alamaz duruma geldiğini kaydeden Suiçmez, çaydan sonra fındık üreticisinin de endişeyle fiyat beklediğini dile getirdi.
Bakanlığın rekolteyi yüksek göstererek düşük fiyat belirlemeye çalıştığını gözlemlediğini ifade eden Suiçmez, "İktidarın rekolte oyunuyla beklentinin çok altında bir fiyat vereceğini tahmin ediyorum. Fındık fiyatının destekleme bedeli hariç en az 200 lira olması gerekiyor. Yine düşük fiyat açıklandığında bu üreticilere 'fındıklarınızı sökün' demektir. Fındık çok yoğun emek gerektiren bir ürün. Tüm maliyetler katlanarak arttı. Bunun fındık fiyatına da aynı şekilde yansıması gerekiyor" dedi.
Parti olarak çayda olduğu gibi fındıkta da durumu yakından takip ettiklerini dile getiren Suiçmez, "Biz şimdiden fındık üreticileri için çalışmalarımıza başladık. Çay mitingi nasıl düzenlendiyse fındık mitingi de düzenleriz. Fındık üreticisinin sesini duyurarak yanlarında olacağız" sözlerini kullandı.