Hakkari'de kayyım kararı sonrası protestolar devam ederken Hakkari'de DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan, Tülay Hatimoğulları ve beraberindekiler KESK binasında sivil toplum örgütü ve meslek örgütleriyle bir araya geldi. Burada açıklamalarda bulunan Hatimoğulları, erken seçim çağrısında bulundu.
Gayrimeşru saray yönetimi ve ortağı derhal istifa etmelidir, istifa etmiyorlarsa Türkiye derhal erken seçime gitmelidir” diyen Hatimoğulları sözlerine şöyle devam etti:
“Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. AKP ve ortağı MHP, artık gayrimeşrudur, gayrimeşruluklarını bir kez daha tescillemişlerdir. Ve zaten güç kaybetmişlerdir tarihin çöp sepetine geleceklerdir, en son seçimlerdeki matematiksel aritmetiğe baktığımızda halkın desteğini kaybetmişlerdir ve bizden siyasi intikam almaktadırlar. Bu kayyımı bir daha atamalarının nedeni de budur. Bir nedeni de belediyelerin maddi kaynaklarını kendi kaynakları haline getirebilmek ve yandaşlarına peşkeş çekmektir. Bu gayrimeşru saray yönetimi ve ortağı derhal istifa etmelidir. İstifa etmiyorlarsa Türkiye derhal erken seçime gitmelidir. Artık Türkiye’de erken seçimin koşulları oluşmuştur ve bizler erken seçim çağrısını buradan Hakkari’den kayyım atadıkları kayyım rejimini buradan genişletmeye çalıştıkları odak olarak seçtikleri Hakkari’den bütün Türkiye kamuoyuna duyururuz. Türkiye derhal erken seçime gitmelidir. Ben burada hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlarken destek sunan bütün kurumlara Türkiye’den buraya gelen desteğini bizimle paylaşan bütün kurumlarımıza bütün demokrasi güçlerimize devrimci güçlere sosyalistlere partimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.
Daha söz alan Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan ise Kürdün iradesini defalarca gasp ettiklerini fakat bunun bir işe yaramadığını belirtti. İrade gaspına izin vermeyeceklerini vurgulayayan Bakırhan, "31 Mart'ta halk irade gaspçılarına, bu yolsuzluk ve usulsüzlükle, zulümle bu ülkeyi yönetenlere aslında bir nevi bir sarı kart gösterdi. Ama belli ki onlar bir kırmızı kart görmek istiyorlar. Biz de parti olarak biraz önce eş başkanımızın söylediği gibi Türkiye demokrasi güçlerinde emekçileriyle bu zulüm politikalarını reddedenlerle, itiraz edenlerle, kadınlarla, gençlerle birlikte daha güçlü bir mücadele örerek bir an önce bu zulüm düzeninin bitmesi için mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Her seçimde üç milletvekili çıkartmanız onların yüreğinde büyük bir yaradır. Allah o yarayı derinleştirsin. Allah bu zulmü yapan onlardan hesabını sorsun. Colemerg halkının gerçekten onurluca 40 yıldır ortaya koymuş olduğu direniş onları rahatsız ediyor. Bunu biliyoruz. Ama bu kentimizin ayrıca çok önemli bir rolü var, bir misyonu var. Colemerg hep Irak'a, hep İran'a sınır olan, onların iştahını kabartacak özelliklere sahip bir kentimizdir. Kriminal işlerle uğraşıyorlar. çetelerle, mafyalarla kol kola siyaset yapıyorlar. Onlar buradan geçirdikleri tozlarla kendi iktidarlarını, saltanatlarını ayakta tutmaya çalışıyorlar. Suç İşleri Bakanı'nın en önemsediği hizmet anlamında değil. O geçişler için önemsediği kentlerden birisi Hakkari'dir. Birçok sebepten dolayı burayı gözlerine kestirdiler kayyum atadılar”ifadelerini kullandı.
“Davası olmayan insan mı bıraktınız? “
Konuşmasına Kürt ne yapsın diye soran Bakırhan konuşmasına şöyle devam etti:
“Kürt ne yapsın? Bir hukuk var. Antidemokratik bir hukuk olmasına rağmen ona bile uymuyorlar. Yok belediye başkanlar, başkanlar, eş başkanlarının davası varmış. Davası olmayan insan mı bıraktınız? Sadece dava yalanıyla Türkiye kamuoyunu kandırmaya çalışıyorlar. Davası olmayan arkadaşlarımıza da soruşturma açıp görevden aldılar. Bir dönem önce Hakkari Belediye Eş Başkanımız çocuğunun cenazesine katıldığı için görevden aldılar. Bir belediye başkanımız bir yoksulun mutfağını yaptığı için hiçbir soruşturması davası olmadığı için görevden aldılar. Bir belediye iş başkanımıza tanıtım toplantısına, kendisini tanıtacağımız toplantıya katıldığı için soruşturma açıp görevden aldılar. Bir kadın belediye iş başkanımız 8 Mart etkinliğine katıldığı için önceki dönem görevden aldılar. Bunlar riyakar, illekar, Dini kullanan, inancı kullanan, başları seccadede, elleri semada ama akılları Kürt düşmanlığında olan insanlardır. Emin olun bunlar sadece Kürt siyasetine değil, Kürt'e düşmandırlar. Dinine, kültürüne, iradesine, belediyesine, yerel yönetimle düşmandırlar. Dolayısıyla dün Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi bir durum yok. Onların gözünde yetinen yetmişe bütün Kürtler düşmandır. Bütün Kürtler suçludur. Onuruna kimliğine sahip çıkan bütün Kürtler onlar için tehdittir, tehlikedir. Belediyeye kayım atamak için kılıf buluyorlar. Şimdi Kepez Belediyesi'nde belediye başkanı tutuklanıyor. Ne yapıyorlar? belediye meclisine seçtiriyorlar, öyle değil mi? Belediye meclisi kendi içerisinde belediye başkan vekilini seçiyor. İstanbul'da beyefendi kendisi sihir temiz, şiir okuduğu için görevden alıp tutuklanınca yerine yirmi sekiz Şubat darbecileri bile belediye meclisinde seçtirdi. Ama o diyor ki, söz konusu olabilir. Kürtse ayrı bir hukuk uygulayacak. Ya sen Kürt'e elli bin defada, elli bin yılda, elli bin senede ayrı bir hukuk da uygulasan, ayrı bir vahşet de uygulasan, Kürtlüğe yinede onlar size baş eğmez valla etmez! Etmez!”