Kamu emekçileri, 2024-2025 toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde hükümetin verdiği teklife tepkili. 2024 yılı ilk 6 ay için yüzde 14, ikinci altı ay için yüzde 9; 2023 yılı için de ilk altı ay için yüzde 6 ve ikinci altı ay için ise yüzde 5’lik zam teklifini yetersiz bulan kamu emekçileri bugün iş bıraktı.
İstanbul'da Unkapanı'nda bir araya gelen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) G(ö)rev kararını burada yaptıkları açıklamayla ilan etti. Eyleme, Türk Tabipleri Birliği, DİSK de destek verdi ve "Bizi kurtaracak güç birleşik mücadeledir" mesajı verildi.
Eyleme destek veren HDP İstanbul Eş Başkanı İlknur Birol, "Hükumet ve sermaye, krizin faturasını emekçilere çıkartmak istiyor. Türkiye, yerin 7 kat altından gelen emekçilerin uğultusuyla yeni bir sürece giriyor" dedi.
Eylemde konuşan EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, "Bakmayın siz arada itişip kakıştıklarına. Sermaye sınıfı çıkarları söz konusu olunca hemen bir araya geliyor, emekçilere saldırıyor" dedi.
'BU TEKLİF BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDE'
Açıklamayı KESK İstanbul Şubeler Platformu adına Eğitim Sen 3 Nolu Şube Başkanı Ayfer Koçak okudu:
6 milyonu aşkın kamu emekçisi ve emeklisinin 1 Ağustostan beri merakla beklediği teklif nihayet dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından açıklandı. Açıklanan teklif 20 milyonu aşan vatandaşı sefalete, daha fazla yoksullaşmaya, daha fazla güvencesizliğe, geleceksizliğe mahkûm edecek bir tekliftir. Kamu emekçilerinin, emekliliklerin insanca yaşam şartlarında yaşayabilmelerine imkan sunmayan bu teklif, bizim için yok hükmündedir ve kabul edilemez bir tekliftir. Bu nedenle Toplu İş Sözleşmesinin, pazarlık hakkımızın temel unsurlarından olan üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz.
'KİRA YARDIMI VE İKRAMİYEYE DAİR TEK CÜMLE YOK'
Hükümet ne teklif etti ve neden iş bırakıyoruz? Hükümet; kamu emekçilerine ve emeklilere altışar aylık dilimler halinde 2024 yılı için %14+ %9 maaş artışı, 2025 yılı için ise %6+ %5 maaş artışı teklif etmiştir.
Yani: dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının Temmuz 2023 itibari ile 38 bin TL olduğu koşullarda bugün eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının (15/1 hizmetli) tam iki yıl sonra 30 bin 425 TL olmasını teklif etmiştir! Yine bugün 20 bin 350 TL olan bekar, en düşük kamu emekçisi maaşının ise iki yıl sonra 28 bin 145 TL olması teklif edilmiştir bizlere. Üstelik açıklanan teklifte tüm kamu emekçilerinin ortak talebi olan kira yardımı, ikramiye, kreş yardımı, seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge ve mülakatın kaldırılması konularına ilişkin tek cümle dahi edilmemiştir.
Eyleme destek veren HDP İstanbul Eş Başkanı İlknur Birol, "Hükumet ve sermaye, krizin faturasını emekçilere çıkartmak istiyor. Türkiye, yerin 7 kat altından gelen emekçilerin uğultusuyla yeni bir sürece giriyor" dedi.
Eylemde konuşan EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, "Bakmayın siz arada itişip kakıştıklarına. Sermaye sınıfı çıkarları söz konusu olunca hemen bir araya geliyor, emekçilere saldırıyor" dedi.
'BU TEKLİF BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDE'
Açıklamayı KESK İstanbul Şubeler Platformu adına Eğitim Sen 3 Nolu Şube Başkanı Ayfer Koçak okudu:
6 milyonu aşkın kamu emekçisi ve emeklisinin 1 Ağustostan beri merakla beklediği teklif nihayet dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından açıklandı. Açıklanan teklif 20 milyonu aşan vatandaşı sefalete, daha fazla yoksullaşmaya, daha fazla güvencesizliğe, geleceksizliğe mahkûm edecek bir tekliftir. Kamu emekçilerinin, emekliliklerin insanca yaşam şartlarında yaşayabilmelerine imkan sunmayan bu teklif, bizim için yok hükmündedir ve kabul edilemez bir tekliftir. Bu nedenle Toplu İş Sözleşmesinin, pazarlık hakkımızın temel unsurlarından olan üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz.
'KİRA YARDIMI VE İKRAMİYEYE DAİR TEK CÜMLE YOK'
Hükümet ne teklif etti ve neden iş bırakıyoruz? Hükümet; kamu emekçilerine ve emeklilere altışar aylık dilimler halinde 2024 yılı için %14+ %9 maaş artışı, 2025 yılı için ise %6+ %5 maaş artışı teklif etmiştir.
Yani: dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının Temmuz 2023 itibari ile 38 bin TL olduğu koşullarda bugün eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının (15/1 hizmetli) tam iki yıl sonra 30 bin 425 TL olmasını teklif etmiştir! Yine bugün 20 bin 350 TL olan bekar, en düşük kamu emekçisi maaşının ise iki yıl sonra 28 bin 145 TL olması teklif edilmiştir bizlere. Üstelik açıklanan teklifte tüm kamu emekçilerinin ortak talebi olan kira yardımı, ikramiye, kreş yardımı, seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge ve mülakatın kaldırılması konularına ilişkin tek cümle dahi edilmemiştir.
'TÜİK RAKAMLARINA ÇOCUKLAR İNANMIYOR'
Yine teklifte 11 hizmet koluna ilişkin yaklaşık iki haftadır sürdürülen görüşmelerin hangi aşamada olduğuna ilişkin de tek cümle edilmemiş, konu “müzakereler devam ediyor” denilerek geçiştirilmiştir. Üstelik bu teklifi 6 dönem boyunca yaptığı gibi yine hiç tutmayan enflasyon hedeflerine, çocukların dahi inanmadığı TÜİK enflasyon rakamlarına dayandırarak yapmış ve hepimizin aklıyla dalga geçilmiş, artan enflasyon karşısında iğneden, ipliğe her şeye yağmur gibi zam yağdığı, çarşı, pazarın, market alışverişinin elimizi yaktığı bir zamanda bize kemer sıkmaya devam edeceksiniz denilmiştir.
MERKEZ BANKASI'NIN ENFLASYON HEDEFLERİNİN ALTINDA KALDI
Hükümet açıkladığı teklifle Merkez Bankası tarafından revize edilen 2024 yılı için %33, 2025 yılı için %15 enflasyon hedeflerinin bile altında kalmıştır. 2018’de hedeflenen enflasyon %7 iken gerçekleşen enflasyonun bunun üç katı %20,3 olmuştur. 2021’de hedeflenen enflasyonun %8 olduğu açıklanmış ama gerçekleşen enflasyon bunun 4,5 katını aşarak %36,08 olmuştur. Hükümet son olarak 2022’de %9,8 oranında enflasyon hedeflendiği açıklamış ama bu kez gerçekleşen enflasyon %64,27 ile hedeflenin 6,5 katını aşmıştır. Yıllardır önümüze konulan bu tutmayan hedeflere, suni TÜİK rakamlarına dayalı bir elin parmak sayısını geçmeyen yüzdelik artışlarla reel maaşlarımız adeta buharlaştırılmıştır.
Son bir ayda akaryakıt ve doğalgazda ÖTV artışı, hemen her şeyin KDV oranlarının artırılması, TL’nin döviz karşısında değer yitirmesi ile hızlanan zam kasırgası zincirleme bir şekilde iğneden ipliğe tüm ürünlere yansımaya devam ederken hükümet, önümüzdeki iki yıl için açıkladığı rakamlar ile kamu emekçilerine çalışırken daha fazla yoksulluk ve güvencesizlik, emeklilere ise daha fazla sefalet teklif etmiştir.
Biz bugün sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak açlık ve yoksulluk sınırında asgari bir yaşam öneren, iş sağlığı ve güvenliğimizi sağlamaktan uzak bu teklifi kabul etmiyor ve TİS taleplerimizi hükümete tekrar hatırlatmak istiyoruz.
TALEPLERİMİZ;
1. Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin.
2. Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın,
3. Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın
4. Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri 2 kat arttırılsın
5. Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler “sağlık hizmetleri sınıfı”na alınsın
6. Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin,
7. Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için “şiddet üreten sağlık sistemi” değişsin. Halk ve emekçiler yararına yeni bir sağlık sisteminin inşası için işkolu emekçileri ve halkın örgütlü yapılarının, hizmetin planlanmasından sunulmasına kadar karar alma mercilerinde yer alacağı mekanizmalar oluşturulsun.
8. Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.
9. Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın,
10. Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın,
11. Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın
12. Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü personelinin özlük, mali ve sosyal haklarını, bir an önce Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğündeki emsali personellere eşitleyin, geçmiş hak kayıplarını acilen telafi edilsin. Sağlık Bakanlığı’nın diğer tüm personellerine sağlanan imkan ve haklardan aynı ve eşit derecede yararlandırılsın.
13. Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.
Hak temelli sosyal hizmeti, ücretsiz sağlık sistemini savunan sağlık ve sosyal hizmet emekçileri; Yoksulluk Sınırı Üzerinde İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Güvenceli İstihdam Demokratik Bir Çalışma Yaşamı, Grev Hakkı İle Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi için
Ayrışmadan örgütleneceğiz, birlikte mücadele edeceğiz ve birlikte kazanacağız. / gazete duvar