Siyaset

Kendi partisini eleştiren Miroğlu: Kürtlerin umudu neden Türkiye değil de ABD

AK Parti’li Kürt siyasetçi Orhan Miroğlu, kendi partisine yönelik eleştirel paylaşımında “Kürtler ve Türkler arasındaki binyıllık kalem ve silah arkadaşlığına rağmen; Kürt meselesinin küresel bir mesele haline geldiği bu yüzyılda Ortadoğu’daki Kürtlerin umudu neden Türkiye değil de ABD” ifadelerini kullandı.

Abone Ol

AK Parti 25. ve 26. dönem Mardin Milletvekili ve MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür’ün “AK Parti’de yeni ‘ruhun’ sırrı” başlığını taşıyan yazısını paylaşarak gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. 

“AK Parti kendi siyasi hikayesine ters düştü, en haklı olduğu durumlarda bile hakkını hukukunu savunamaz hale geldi. Kürtler partiye küstü” diyerek partisine yönelik eleştirel sözler sarf eden Miroğlu, “Bizim güçlendirdiğimiz orta sınıflar, DEM’in bölgedeki temel sosyolojisi haline geldi, aramızdaki mesafe açıldıkça açıldı” tespitini yaptı. 

“Ortadoğu’daki Kürtler’in umudu neden Türkiye değil de ABD” diye soran Miroğlu şu ifadeleri kullandı:

“AK Parti’de değişim yeni bir siyasi ruh"la mümkün.’ demiş Sevgili Övür ve devam etmiş: Bu ruhun dalga dalga kitlelere yayılmasını ve havanın değişmesini de, partiyi bu noktaya taşıyan sorumluların adlarını listelerde görmemeleri değil, "Benbaşaramadım" diyerek gönüllü çekilmeleri hızlandırır ve iyi bir başlangıç olur. ‘ diyerek devam etmiş yazısına.

Bu bir temenni olarak güzel, ama sözü edilen yeni ruhu arayıp bulmak, birtakım aktörlerin başarısızlığı üstlenerek erdemli bir davranış gösterip çekilmeleriyle değil- bizim siyasi geleneğimizde böylesi erdemli davranışlar yok pek, ya da münferit- AK Parti’nin kuruluştaki siyasi kodlarına dönmesi için mücadele etmekle mümkündür. Çok büyük reformlara imza atıldı ama kuruluştaki kodların işaret ettiği sorunların önemli bir kısmı çözülemedi, tam tersi, bu sorunlar AK Partinin siyasi insiyatif ve motivasyon alanından çıktı, ya da çıkarıldı, neredeyse CHP’ye siyasi program haline geldi.

Misal, Kürt meselesindeki gelişmelere ve sonuca bakalım. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu meselede yaptığı reformları partisi dahi savunamaz- ya da savunmak istemez- hale getirildi. 

Partinin oy oranı Diyarbakır’da %17’lerde ki bu oran 2015 seçimlerinin oranı. 

Seçimlerde, beş milyon Kürd’ün yaşadığı İstanbul’da ve bir çok şehirde Kürtler’in karşısına milletvekili ve belediye başkan adayı olarak , Googol’un dahi tanımadığı adaylar çıkarıldı! 

Selahaddin Demirtaş kamuoyu araştırmalarında Kürtler’in birinci lideri, İmamoğlu ikinci! 

Erdoğan Mansur Yavaş ve Kılıçdaroğlu’ndan sonra geliyor! Bundan daha büyük hak kaybı veya gaspı olur mu? AK Parti bu hak kaybının peşine düşmeden Kürtlerle yeniden nasıl buluşacak?

Selahattin Bey’i anladık hadi, peki İmamoğlu ne yapmış da Kürtler’in önemli bir kısmı ikinci sıradaki lider olarak görüyor? 

Sebep ortadadır. AK Parti kendi siyasi hikayesine ters düştü, en haklı olduğu durumlarda bile hakkını hukukunu savunamaz hale geldi.

Kürtler partiye küstü.

Bizim güçlendirdiğimiz orta sınıflar, DEM’in bölgedeki temel sosyolojisi haline geldi, aramızdaki mesafe açıldıkça açıldı. 

AK Parti’nin hikayesi, farklı siyasi hikayeleri bir arada tutan, birleştiren bir Türkiye hikayesiydi ve “ya demokrasi ya hiç” diyen bir hikayeydi. 

Aradan çeyrek asır geçti bugün hala yeni anayasa diyoruz, demokrasi diyoruz, Kürt meselesi diyoruz, refahı arttırmak ve yoksulluğu yok etmek istiyoruz. 

Bu gerçekler nedeniyle Kuruluştaki  kodlar partiyi iktidara taşıyan hikayenin özüdür ve bugün de kıymetinden bir şey kaybetmiş değil, sorun AK Parti’nin bu kıymetten uzaklaşmış olmasıdır. Partide statükodan yana olanlar ve hiç bir şey olmamış gibi davranarak kulağının arkasına yatanlar seçim yenilgilerine rağmen  işte bu siyasi kodlara dönmeye de şiddetle karşılar. 

“Siyasi kodlara dönme çağrısı yanlış, çünkü Türkiye ve dünya yirmi yıl öncesine göre çok değişti” diyorlar.

Doğru Türkiye ve dünya çok değişti.

Ama bu değişimin ruhunu dahi, AK Partinin kuruluşundaki siyasi kodlarla değil de başka neyle açıklayacağız?

Yeni anayasamız oldu da haberimiz mi yok?

Yargı, şu bu, demokrasi sorunumuz yok mu?

Kürtler ve Türkler arasındaki bin yıllık kalem ve silah arkadaşlığına rağmen; Kürt meselesinin küresel bir mesele haline geldiği bu yüzyılda Ortadoğu’daki Kürtlerin umudu neden Türkiye değil de ABD!

Hiç üzülmeyecek, endişe duymayacak ve sorgulamayacak mıyız?”