Eğitim

Kreş fiyatları asgari ücreti geçti: ‘İşi bırakır, kendim bakarım’

Yeni sezon için kreşlerin ve anaokullarının talep ettikleri ücretler, asgari ücreti geride bıraktı. Veliler pahalılıktan, kreşler masraflardan, öğretmenler ise çalışma koşullarından dert yanıyor.

Abone Ol

 Türkiye’de barınma, beslenme, giyim, ulaşım, iletişim, sağlık, güvenlik, eğitim gibi temel insani ihtiyaçların tamamında ve hatta daha fazlasında etkisini gün geçtikçe daha da derinden hissettiren yüksek enflasyon, işsizi de çalışanı da zor durumda bırakıyor. Öyle ki 17 bin TL’lik asgari ücret, bir çocuğun kreş masrafına dahi yetmiyor.

Kreş fiyatlarının yüksekliğinden veliler kadar, kreş sahipleri de şikayetçi. Veliler yeni sezon için istenen ücretleri karşılayamadıkları için işlerinden ayrılıp çocuklarının eğitimiyle kendileri ilgilenmeyi düşünüyor. Kreş sahipleri, öğrenci bulamadıkları için masraflarını karşılayamadıklarını söylüyor. Kreşlerde ve anaokullarında çalışan öğretmenler ise hak ettikleri maaşları alamamaktan ve güvencesiz çalışmaktan dert yanıyor. 

‘ÖDEDİĞİM PARA, ALDIĞIM MAAŞI GEÇTİ’

“Ödediğim para, aldığım maaşı geçti” diyen bir anne, kreş ücretlerinin geldiği noktayı bu cümle ile özetliyor. Nitekim, 2024-2025 sezonu için ‘erken kayıt fırsatları’ reklamıyla, kreşlerin talep ettikleri yıllık ücret, ay bazında hesaplandığında asgari ücreti geride bıraktı. Üstelik ücretler, kreşin bulunduğu konuma, sosyal olanaklarına, eğitim sistemine, yapılan aktivitelere, sınıflardaki çocuk sayısına ve eğitim diline göre daha da artabiliyor. 

Anne Halime Demir, yıllar içinde kreşe ödemiş olduğu ücreti, asgari ücret ile karşılaştırıyor: “2022 yılında, ilk işe başladığımda asgari ücret 5 bin 500 TL’ydi. Ben o dönem kızımın kreşine aylık bin 750 TL ödüyordum. Asgari ücret 8 bin 500 TL olduğunda 4 bin TL ödemeye başladım. Şu anda asgari ücret 17 bin TL ve kreş benden aylık 15 bin TL istiyor. Bunun içinde diğer masraflar da yok. Onları da hesaba kattığımda asgari ücretin üstüne çıkıyor. Kızımı üç yıldır aynı kreşe gönderdiğim için bu fiyatın bana özel olduğunu söylediler. İlk kez kayıt yapanlardan çok daha fazla isteniyor. Böyle giderse işi bırakır, kendim bakarım.”

‘BİZ DE BÖYLE OLMASINI İSTEMEZDİK’

Hangi şehirde kreş ücretlerinin aylık ortalama ne kadar olduğunu araştırdık. İstanbul, Konya, Elazığ ve Van’dan iletişime geçtiğimiz kreş sahipleri veya yöneticilerinin ortak talebi, isimlerinin paylaşılmaması oldu. Ortak cümle ise: “Biz de böyle olmasını istemezdik.”

Bir kreşin İstanbul Ataşehir’deki şubesinin vermiş olduğu bilgiye göre, yalnızca Türkçe eğitimin olduğu sınıflarda aylık ücret 19 bin TL’den başlıyor. Türkçe’nin yanında İngilizce eğitimin de verildiği sınıflarda ise başlangıç fiyatı aylık 24 bin TL. Bu rakamlar 35 bin TL’ye kadar yükseliyor. Kreşin sorumlu müdürü, “Bir yıllık ücreti peşin ödemek isteyenlere bir miktar indirim uygulayabiliyoruz. Kredi kartı ile ödeme yapmak isteyenlere de yardımcı olmaya çalışıyoruz. İnanın bu fiyatlar bizi de rahatsız ediyor. Ancak maliyetler arttıkça biz de fiyatları artırmak zorunda kalıyoruz” diyor.

‘HERKES KREŞLERİ SUÇLUYOR AMA SUÇ BİZDE DEĞİL’

Avrupa menşeli bir kreşin Konya’nın Karatay ilçesindeki şubesinde de durum aynı. İlk kez kayıt yaptıracak olanlardan aylık 18 bin TL, geçtiğimiz dönem kaydı bulunanlardan ise 20 bin TL talep ediliyor. Bu rakamın ‘erken kayıt fırsatı’ olduğunu belirten kurum müdürü, eylül ayında bu tutarın 25 bin TL’yi geçebileceğini söylüyor: “Velilerimizin bazıları çocuklarını göndermeme kararı almışlar. Onlara da hak veriyorum. 5 bin TL daha aşağıda fiyat veren kreşler de var ama eğitim kalitemiz ve imkanlarımız aynı değil. Herkes kreşleri suçluyor ama suç bizde değil. Tüm masraflarımız iki katına çıktı ve daha da artıyor. Keşke elimizden bir şey gelse. Korkarım bu rakam eylülde 25 bin TL’yi geçecek.”

TAKSİTLE ÖDEMEYE, SABİT FİYAT SÖZÜ VERİLMİYOR

Elazığ ve Van da ise kreşlerin birçoğu, ödemelerin bir yılık peşin yapılmasını istiyor. Bu tutar, 130 bin TL ile 200 bin TL arasında değişiyor. Ödemeleri taksitle yapmak isteyenlere ise sabit fiyat sözü verilmiyor. Elazığ’daki bir kreşin işletmecisi, fiyatlar arttıkça kreşlerdeki çocuk sayısının azaldığına dikkat çekiyor: “Ben kendimi çalışan bir annenin yerine koyduğumda hak veriyorum. Kreşteki çocuk sayımız, bu son süreçte çok azaldı. Aldığı maaşı, kreşe yetiştiremeyen bir anneyi anlamamak mümkün mü? Bizim de elimizde değil. Artık kendi masraflarımızı bile karşılayamıyoruz. Kreşler kapanma noktasına geldi.”

EN YÜKSEK FİYATLAR İSTANBUL VE İZMİR’DE

Özel Anaokulları Derneği’nden (ÖZADER) edindiğimiz bilgiye göre, Türkiye’de en yüksek kreş ücretleri İstanbul ve İzmir’de uygulanıyor. Ülke genelinde ise ortalama ücretler aylık 13 bin TL ile 50 bin TL arasında değişiyor. 6 Şubat 2023 tarihinde Maraş merkezli meydana gelen depremlerin etkilemiş olduğu şehirlerde ise tarifeler diğer şehirlere göre nispeten daha düşük.

‘İSTANBUL’DAKİ 1652 ANAOKULU VE KREŞTEN 500’Ü EL DEĞİŞTİRDİ YA DA KAPANDI’

ÖZADER Başkanı Hacı Murat Kuş, kayıt ücretlerinin yükselmesinin sebebinin, artan maliyetlerden kaynaklandığını söylüyor. Kuş’un vermiş olduğu bilgiye göre; İstanbul’da 50 öğrenci kapasiteli butik bir anaokulu binasının kirası 150 bin TL’den başlıyor. Yine Kuş’un aktardığına göre; maliyet kalemlerinin en büyüğü sayılan ‘personel maaşları’ da göz önünde bulundurulduğunda, 50 öğrenci kapasiteli bir kreşin aylık gideri 500 bin TL’ye kadar dayanıyor.

Kuş, maliyetleri karşılayamayan kreş ve anaokullarının ise kapanma noktasına geldiğini söylüyor: “Eskiden 100 öğrenci kapasiteli bir kreş, kendi kontenjanını rahatlıkla doldurabiliyordu. Şu anda 50 öğrenci bile zor bulunuyor. Geçtiğimiz yıl İstanbul’da 1652 tane özel anaokulu vardı. Bunların yaklaşık 500 tanesi el değiştirmek veya kapanmak zorunda kaldı.”

'FİYATLAR ARTSA DA ÖĞRETMEN MAAŞLARI YERİNDE SAYIYOR'

Kreş ücretleri artsa bile, bu kurumlarda çalışan öğretmenler için pek de değişen bir şey olmuyor. Nitekim görüştüğümüz anaokulu ve kreş öğretmenlerinin birçoğu, asgari ücret altında ve güvencesiz şekilde çalışmak zorunda bırakıldıklarını söylüyor.

Aldığı maaşa ve çalışma koşullarına rağmen, işini kaybetme kaygısıyla isminin paylaşılmasını istemeyen bir kreş öğretmeni, yaşadıkları zorlukları şöyle anlatıyor: “Üç yılda yalnızca bir kez maaşıma zam yapıldı. 10 bin TL maaşla işe başladım ve şu anda 15 bin TL alıyorum. Oysa üç yılda kreş ücretlerine 4 kez zam yapıldı. Velilerden alınan ücret artsa da maaşımız yerinde sayıyor. Durum çok kötü ve işin en korkunç yanı ise biz bu şartlarda çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Kamu kurumlarına atanmaktan ümidimizi kestik. Emekli olan kadar personel alınacakmış. Buradan çıkartılırsam işsiz kalırım. Mecburen çalışmaya devam ediyorum.”

‘HUKUKİ DESTEK SAĞLAYALIM’

ÖZADER Başkanı Kuş ise bu şartlarda çalıştırılan öğretmenlerin durumunu, ‘sektördeki kanayan yara’ olarak gördüklerini söyleyerek bir çağrıda bulunuyor: “Bir öğretmenin asgari ücret altında çalıştırılmasını kabul edemeyiz. Bu öğretmenlerimize sesleniyoruz. Hangi kurum sizi bu şartlarda çalıştırıyorsa bize bilgi verin. Hiçbir karşılık beklemeden, hukuki destek sağlayalım.”

VELİ-DER: ANAOKULLARI TAMAMEN ÖZEL SEKTÖRÜN İNSAFINA BIRAKILIYOR

Anaokulları ve kreşlerdeki yüksek fiyat artışları, en çok çalışan anneleri etkiliyor. Görüştüğümüz, Veli-Der Bursa Şubesi Başkanı Barış Dinga, devletin çalışan annelere bu yönde bir destek sağlaması gerektiğinin önemine vurgu yapıyor: “Bir kadın, çocuğunu anaokulu veya kreşe gönderemezse çalışma hayatına katılamaz. Dolayısıyla, kamusal hayatın dışında ve kendisine çizilen bir çerçevenin içinde kalır. Eğer kadınları toplumsal yaşama katmak istiyorsak, bu konuyu kamusal bir hizmet olarak düşünmemiz gerekiyor. Zaten ülke olarak bir ekonomik krizin içerisindeyiz. Eğitim de ise ciddi bir ticarileşme hakim. Anaokulları da tamamen özel sektörün insafına bırakılırsa, bundan hem çocuklarımız hem de annelerimiz etkilenir.”

KAMU ANAOKULLARI YARIM GÜN EĞİTİM VERİYOR

Özel anaokulu ve kreşlerde eğitim tam gün, kamuya ait anaokulların büyük çoğunluğunda ise yarım gün veriliyor. Dinga, yarım günlük anaokulu eğitiminin anneler açısından bir şey ifade etmediğini belirtiyor: “Yapılan uygulama, devletin bu durumu ciddiye almadığını ortaya koyuyor. Kamuya ait bu eğitim kurumları yarım gün hizmet verdiklerinde, anneler bundan faydalanamıyor. Zaten annelerin çok büyük bir kısmı, çalıştıkları için çocuklarını anaokullarına ya da kreşlere bırakıyor. Annelerimizin yarım gün çalışması mümkün değil. Anneler böyle bir durumda bir yakınlarından destek almak zorunda kalıyor. Destek alabildiğinde ise anaokuluna gerek kalmıyor. Devletin bu konuda daha kalıcı çözümler oluşturması gerekiyor.”