Özkan'ın kaleme aldığı yazı;

"Gever'deki STKlar muhtarlar ve kanaat önderlerinin yaklaşık on gündür birinci gündem maddesi taziye günleri ve taziyede verilen yemek. Gever halkı bu konuda görüşünü sağda solda belirtse de birkaç muhtar STK'lar ve kanaat önderlerinin görüşleri sanki tüm halkın görüşüymüs gibi yansıtıldı. Öncelikle şunu belirteyim insan canı ve acısı maddi değer ile ölçülemez. Ölü sahibi hiçbir insan ölüsü için verilen yemeğin hesabını yapmaz bu bizim kültürde yoktur, Keşke ölüm yaşanmasaydı, tüm maddi varlığım gitseydi diyenlerin kültür mirasıyla bugünlere gelmiş bir toplumuz. Evet elbette maddi durumu olmayan binlerce aile yaşıyor. Gever'de ve bunlarında taziyesi oluyor, bu konuda zorluk yaşıyorlar fakat yerleşim tarihi yüzlerce yıla dayanan Gever'de bu konu hiçbir zaman gündeme gelmedi, getirilmedi, getirilmesi ayıp sayıldı.

Geçen her gün daha fazla tarihsel bir yozlaşma ve kültürel yenilgi yaşadığımız gerçekliğinin somut delili bu öneri olmuştur. Kendilerini bu halkın kurtarıcısı olarak gören bu öneri sahipleri kolay yolu bulup kültürel mirasımiza sahip çıkmadılari için kültürel darbe yaptıkları için kendilerinden utanmalılar yok muydu? Bu maddi zorluk yaratan bizim için bir insan olma gösterisi olan taziye yemekleri için başka çözüm veya öneri düşünmediler mi?

Düşünmediyseler ben kendi çapımda bir öneri yapayım mesela. Muhtarlar, STK'lar, kanaat önderleri ortak bir hesap açıp ki hukuken mümkündür bir fon oluşturabilirlerdi. Her muhtar kendi mahallesinden sorumlu olarak halkı bu konuda bilgilendirip kimin elinden ne geliyorsa bu konuda maddi destek toplama girişiminde bulabilirdi. Başarılı olur olmaz, dürüst olur olmaz o ayrı bir tartışma ama en azından bizim toplumun hiçbir zaman uzak durmadigi dayanışma yardımlaşma ve adını Kürtçenin "komkirin"kelimesinin kökünden alan komünal yaşam tarzını geliştirebilirlerdi ya da kanaat önderlerine gelin destek verin,  taziye yemeğini kaldıralım diyecekleri yerde kanaat önderlerine yardımlaşma veya dayanışma ruhunu kendi aşiret ve akrabalariniz arasında güçlü kılın,  biz de size her türlü destek verelim demeliydiler.

STK temsilcilerinin ve muhtarlarin profillerine baktım her biri Gever'de değerli ailelerin mansubu babaları dedeleri Gever'de veya köylerinde kanaat önderliği yapmış toplumun teknolojik ve ekonomik olarak en kit dönemlerinde bile toplumsal kültürümüzü korumak ve bize devretmek için çaba içinde olmuş insanlarımızdırlar.

biz birimizi iyi tanırız...

Gever'de uyuşturucu kullanma yaşı 14 e kadar indi. Dükkan ve ev kiraları aldı başını gitti. Düğün masrafları gençleri evlilik yapmakta endişeleniyor. 15-16 yaştaki çocuklar 14-15 saat sigortasiz 120 TL 150 TL yevmiye ile çalıştırılıyor .Meslek sahibi olmayan yetişkinler 200 TL ile çalışma zorunda bırakıyor. Geverdeki şehir şebeke suyu çamur gibi akıyor. Devlet Hastanesinde onlarca cihaz eksik hastene personelinin (genelleme yapmadan söylüyorum) hakla karşı tavır ve çalışma tarzları her gün bir kavgaya sebep oluyor. Mesleki Eğitim adı altında stajyer olan iş yeri sahiplerinin yedikleri hak ve yaptıkları haksızlık. Herkesin malumu şehir içi servislerinin bu sıcaklıkta insanları klimasız araçlara koyun gibi bindirmeleri. Çarşı merkezinde yeniden yapılandırma ile yakılan binaların yıkma ve yapma esnasında keyfiligi esas alarak esnafa halka trafiğe verilen rahatsızlık vb. daha onlarca sorun ortadayken bu en kolay çözülmesi gereken konu ile günlerce enerji sarf etmeniz akıl kârı değil efendiler!

Lütfen Gever için esas olan meseleleri gündeme alın! Gündeme almakla kalmayıp her makamla iletişim içinde olun her ne kadar sorun çözülmemiş olsada Esendere Sınır Kapısında halka yaşatılan eziyetin bertaraf olmasi için verdiğiniz çaba içinde teşekkür ederim."

Rojhat ÖZKAN

Editör: Erkan Çobanoğlu