17 Ağustos 1999’da meydana gelen Gölcük depreminin üzerinden tam 24 yıl geçti. Ancak her an beklenen yeni İstanbul/Marmara depremi öncesi alınmayan önlemler, riskli binalar tartışılmaya devam ediyor.
Bilim Akademisi Kurucu Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Gölcük'ün yıl dönümünde uyarılar yaptı.
Cumhuriyet'ten Çağdaş Bayraktar'ın haberine göre 17 Ağustos depremi sırasında İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Dekanı olduğunu belirten Görür, yer bilimleri camiası olarak alarm vererek çalışmalarını hızlandırdıklarını söyledi.
'GÖLCÜK SİSMİK BOŞLUK YARATTI'
1912 yılındaki Şarköy depremi sonrası 1999’daki Gölcük depreminin Marmara’nın ortasında bir sismik boşluk yarattığını ifade eden Görür, “Bu boşlukta deprem bir ihtimal değil, zorunluluktur” ifadelerini kullandı, büyük Marmara depremi için ise sürenin azaldığını vurguladı.
"Bu işin şakası yok, deprem en büyük ekonomik felaket." diyen Naci Görür şöyle devam etti: "6 Şubat’ta yaşananlar bize gösteriyor ki; uzmanların uyarısını kimse duymamış, duyan umursamamış, yapılanlar da yanlış ya da eksik yapılmış. Fay hattı, kötü zemin ve kötü yapı olunca sonuçlar kötü oluyor, bunun olmaması için de sağlam zemin, iyi mühendislik ve iyi yapının bir araya gelmesi gerekiyor."
'ÖZEL BİLGİ VE BİRİKİM GEREKİR'
"Türkiye’yi İstanbul’un beslediği yerde Büyük Marmara Depremi ile Türkiye dizüstü çöker. Ekonomik ve hatta siyasi bağımsızlığını kaybeder" diyen Prof. Görür, yapılması gerekenleri 6 başlıkta şöyle özetledi:
1- Yerleşim alanları tamamen o bölgeye özel mikro bilgilendirme verileri ışığında yapılanacak. Cumhurbaşkanına, belediye başkanına ya da valiye göre şekillenmeyecek. Uygun olmayan yere çivi bile çakılamayacak. Deprem bölgelerinde yönetim özel bilgi ve birikim ister. Özel eğitim almadan vali, kaymakam, belediye başkanı olunamayacak. Deprem azgınlıktan oldu diyenle nasıl depreme hazırlanılacak?
2- Halk bilinçli olacak. Eğer halk denetleyici olmazsa imar barışı da yapılır, bunu yapanlar da omuzlara alınır.
3- Altyapı. Yol, viyadük, kanalizasyon, içme suyu şebekesi gibi unsurlarda eksiklikler tespit edilip güçlendirilecek. Örneğin ben yalnızca bir asistanla tüm İstanbul’un içme suyu şebekesini inceledim. Güçlendirilmesi gereken yerleri tespit ettik. Eğer para bulunursa İSKİ bu işlemi yapacak.
4- Yapı stoku. Yeni konutlar yeni nüfus demek. Seçilen rezerv bölgelere yeni konutlar yerine geçici prefabrik konutlar yapılmalı. Bu konutlar yıkılacak binalarda yaşayanlar için geçici olarak tahsis edilmeli. Bu insanlardan da o evrede kira alınmamalı. Sonra da o insanları yeniden evlerine yerleştirmeli. Aksi halde sen bu insanlara “Evinden bir an önce çık, al sana 3 bin lira da kira payı” dersen, o insanlar da “Öyle öleceğime kendi evimde öleyim” der.
5- Ekosistem ve çevre. 6 Şubat depremleri sonrası ortaya çıkan yaklaşık yüz milyon ton göçük malzemesi içinde her türlü zehirli madde var. Bu maddeler yağmurla suya, toprağa, havaya ve gıda döngüsü ile soframıza geliyor. Moloz dökme işlemleri uluslararası yöntemlere uygun biçimde yapılmalı. Rastgele bir yerlere dökülmemeli. Aksi halde bugün depremde 50 bin kişi öldüyse 30 yıl sonra 150 bin kişi ölür.
6. Ekonomi. Depremde yıkım yaşayan bölgenin esnafı ‘Anadolu Kaplanı’ olarak nitelendirilirdi. Her şeylerini kaybettiler. Dolaylı olarak bunun bedelini tüm Türkiye ödüyor. Bir de beklenen deprem sonrası Marmara’yı düşünün. Tüm Türkiye kitlenir. Anadolu’yu İstanbul’un beslediği yerde vakit kaybetmeden ekonomiyi teşvikle Anadolu’ya göndermek, oraya yaymak gerekiyor.