Türkiye'deki milyonlarca çalışanın gözü kulağı, asgari ücrette yapılacak artış oranında. Asgari Ücret Tespit Komisyonu bugün üçüncü toplantısını yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın başkanlık ettiği toplantıda, işveren heyetinin başkanlığını TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, işçi heyetinin başkanlığını ise TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar yaptı.
Toplantıda hükümet yine bir rakam telaffuz etmezken, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay 2025 yılı asgari ücreti için beklentilerini açıkladı. Sendikanın beklentisinin 29 bin 583 lira olduğunu söyleyen Atalay, bu rakamın altında bir karara imza atmayacaklarını ifade etti.
Atalay, "Asgari ücretli işçiler olarak önerimiz yüzde 45 enflasyon üzerine refah payı ile zam yapılmasını istiyoruz. Yüzde 20 refah payı ile 29 bin 583 TL olmasını istiyoruz. Bunu verirlerse imza atarız. Yoksa atmayız" dedi. Türk-İş'in telaffuz ettiği rakamla ilgili iktidar ve muhalefetten çeşitli açıklamalar geldi. Açıklamalar şöyle:
NİYE BU KADAR BEKLEDİLER'
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "TÜRK İŞ'in nihayet bir rakam açıklamış olması önemli. 29 bin 583 lira rakam açıkladı. Bizim de zaten hesaplamalarımıza göre asgari ücretin olması gereken rakam 30 bin lira" dedi. Emir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü gerçekte asgari ücret alan işçinin enflasyonu yüzde 80’lerin üzerinde. Asgari ücret alan bir işçi, ekmek alıyor, süt alıyor, peynir alıyor, alabilirse kıyma alıyor. Dolayısıyla onun enflasyonu yüzde 80’in üzerinde. Onun hiç olmazsa emeğinin karşılığını vermek için asgari ücret en az 30 bin lira olmak zorunda. TÜRK-İŞ'in bu rakama gelmiş olması sevindirici."
Asgari ücretle ilgili iki toplantı yapıldığını hatırlatan Emir, şöyle konuştu:
"Tabii TÜRK-İŞ niye bu kadar bekledi. İki görüşme yaptılar. Asgari Ücret Komisyonu'nun üçüncü toplantısında yine rakam çıkmayınca, çıktılar bir açıklama yaptılar. Doğru bir iş yapıldı, biraz geç yapıldı. Ama asıl olması gereken Saray’dakinin buna kulak vermesi. Çünkü her yıl böyle bir tiyatro oynanıyor. Komisyonlar toplanıyor, tartışmalar yapılıyormuş gibi yapılıyor. Kamuoyu baskısına daha fazla direnemedi bir rakam açıkladı. Ama gerçekte dosyaları toplayacaklar, Saray'a gidecekler bir rakam söyleyecekler. Erdoğan o rakamı biraz daha yükselterek yüzde 25 hedefine göre bir rakam söyleyecek ve 'Sayın Cumhurbaşkanı ne kadar cömert bir insan. Asgari ücretteki asıl zammı Erdoğan yaptı' diye onu takdim edecekler. Bir algı yönetimi yapacaklar.
Ama gerçek şu ki şu andaki asgari ücret zaten açlık sınırının altında. Verdikleri asgari ücret ilk altı ayda eridi. En az 30 bin lira olmalı ki hiç olmazsa asgari ücretli şu halini koruyabilsin."
BİZDE HER KAFADAN BİR SES ÇIKMAZ'
İktidar kanadından ilk açıklama AK Parti Kayseri Milletvekili Şaban Çopuroğlu'ndan geldi. Çopuroğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında ''TÜRK-İŞ'in 2025 yılı asgari ücret beklentisini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu, ''Bizim AK Parti'de her kafadan bir ses çıkmaz. Yetkili organlarımız çıkar açıklamayı yapar. Tahmin ediyorum ki çok bir zaman kalmadı. Kısa bir zaman diliminde açıklama yapılacak. Biz Sayın Cumhurbaşkanımız ve Bakanımızın bu konudaki değerlendirmesine şahit olup hep birlikte göreceğiz'' diye cevapladı.
ÖNEMLİ AMA YETERLİ DEĞİL'
DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ise şu ifadeleri kullandı:
''Asgari ücrete ilişkin yapılacak bir belirlemenin işçileri, emekçileri ve emeklileri enflasyona ezdirmek anlamına geleceğini düşünüyorum. Dolayısıyla TÜRK-İŞ'in bu söylediği önemli bir tespit fakat yeterli değil diye düşünüyoruz. Türkiye'deki açlık sınırı ve yoksulluk sınırı rakamlarına baktığımızda her ay bu konuda değişim yaşanıyor. En son açıklanan verilere göre, açlık sınırı 20 bin civarındayken, yoksulluk sınırı da 70 bin civarındaydı. Bu söylediğim açlık ve yoksulluk sınırı rakamları yine TÜRK-İŞ'in rakamlarıdır. Asgari ücretin Türkiye'de yoksulluk sınırının yarısı kadar olması gerektiğini düşünüyoruz. Devrimci İşçi Sendikaları'da böyle bir talepte bulundu. Bizim de yaklaşımımız bu. Dolayısıyla biz asgari ücreti böyle bir yere bağlayarak çözmek daha doğru geliyor. Öbür türlü yapılan hesaplar çok afaki rakamlara da gidebiliyor. Ama yoksulluk sınırının yarısının olması bir ailede iki kişinin çalışması halinde en azından insanca yaşanabilecek bir hale gidilmesi anlamına gelecek. Bizim parti olarak asgari ücret için talebimiz 35 bin liraydı. TÜRK-İŞ'in yaptığı önerinin önemli olduğunu düşünüyoruz.'
NİHAYETİNDE KARAR SARAYDAN VERİLECEK'
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında şunları kaydetti:
"Nihayetinde karar saraydan verilecek. Sanıyorum asgari ücretle ilgili asıl açıklama haftaya yapılacak. Asgari ücrete baktığımızda TÜRK-İŞ'in açıkladığı rakam ve bizim telaffuz ettiğimiz rakam birbirine çok yakın. Şöyle kabaca bir hesap yaptığımızda 2024'ün başında 1 Ocak'ta asgari ücret 17 bin 2 lira olarak açıklandı. O günden bugüne enflasyon yüzde 42 olarak hesaplandı. Yine çok iyimser bir tahminle enflasyonun önümüzde dönemde yüzde 17-18 civarında olacağı tahmin ediliyor. Bunları hesaba kattığımızda asgari ücretin 1 Ocak'tan itibaren en düşük 28 bin olması şarttır. Eğer 28 bin olursa asgari ücretliler 2024'ün başındaki satın alma gücüne kavuşacak. Sahadaki gerçek enflasyona baktığımızda aslında çok daha fazla. 2024'ün başındaki satın alma gücüne ulaşabilmesi için yapılması gereken zam bellidir ve iktidardan bunu bekliyoruz. Fakat iktidar çevresinden enteresan açıklamalar geliyor. Asgari ücrete yapılacak zammın enflasyonu tetikleyeceğini söylüyorlar. Bugün ülkedeki enflasyonun bu kadar yüksek olmasının sebebi emeğiyle, alın teriyle çalışan asgari ücretli değil. Enflasyonun yüksek olmasının temel sebebi beceriksiz iktidardır, çapsız ve kapasitesiz ekonomi yönetimidir ve derinleşen yolsuzluk anlayışıdır.
RAKAMI DOĞRU BULUYORUM'
Gelecek-Saadet Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ da şunları söyledi:
"Ben TÜRK-İŞ'in rakamını doğru buluyorum. Bu rakam doğrudur ama bu rakamın tecelli etmesi için ne yapmamız gerektiğini söylememiz gerekiyor. Hem siyaset kurumu olarak hem sivil toplum kuruluşları olarak hem de medya olarak neler yapmamız gerekiyor; hükümeti sıkıştırmamız gerekiyor. Peki burada iş adamları zor duruma mı düşsünler? Düşmesinler onlar da işçi çıkarmasınlar. Ne yapılması gerekir o zaman? Çok şeylerde sübvanse eden hükümet, zaman zaman çok büyük vergileri siliyorlar. Zaman zaman gözlemliyoruz burada davetiyeli ihaleler üzerinden. Zaman zaman Sayıştay’a çıkarmış oldukları fonlar üzerinden biz bunları görüyoruz. Hükümet bu vergiyi sübvanse etmelidir. En azından yarısını hükümet, iş adamlarından üzerinden alarak asgari ücret vergisinin yarısını ödemelidir.