Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, mecliste Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (DEM Parti) milletvekillerinin elini sıkması ve akabinde yaşanan gelişmeler Türkiye’de çözüm süreci tekrar mı başlıyor sorusunu gündeme getirdi.

Konuya ilişkin Yüksekova’nın eski siyasetçileri Esat Canan, Necdet Buldan, Hakkı Töre ve Ali İhsan Zeydan yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

“KÜRTLERİN TÜRKİYE’Yİ BÖLMEK GİBİ BİR DERDİ YOKTUR”

Atılan adımları olumlu değerlendirdiğini aktaran 19. 22. ve 24. Dönem Hakkâri Milletvekili Esat Canan, “ siyasi partilerin arasındaki diyalog uzun bir süredir kesilmişti. Kutuplaşma ve zıtlaşma yaşanıyordu. Bu durum toplum nezdinde de iyi karşılanmıyordu. Tüm sorunlar meclis çatısı alında tartışılması gerekir. Türkiye’nin en büyük sorunu bugün Kürt meselesinin çözüme kavuşturulmasıdır. Bu sorunu çözmek gerekir. Aslında kütlerden ziyade bu Türklerinde sorunudur. Eğer siyasi partiler gerçekten samimiyse bu sorunu çok rahatlıkla çözüme kavuştururlar.  Türkiye’de Kürt sorunu bir tabu olarak görüldü. Bir ceza tehdidi altında insanlar görüşlerini söyleyemedi. Siyasi çıkar için bu meseleyi tartışıyorlarsa buradan bir sonuç çıkmaz” dedi.  

Kürtlerin Türkiye’yi bölmek gibi bir derdi yoktur diyen Canan, “Bu bir tehdit olmaktan çıkmalıdır.  Öncelikle devletin halkına güvenmesi lazım. Hala inkâr politikaları yürürlükte. Hukukta Kürt vatandaşların ceza tehdidi altında olduğunu görüyoruz. Eğer adaletli bir hukuk yolu izlenirse Türkiye’de bu sorunda çözülür” şeklinde konuştu.

“KÜRT SORUNU TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNUDUR”

Kürt siyasetçi ve eski Yüksekova Belediye Başkanı Necdet Buldan, Kürt sorununun 40 yıldır devam ettiğinin altını çizerek şöyle konuştu: “ Kürt sorununun çözüm sürecine ihtiyacı var. Kürtlerle kanlı bıçaklı olan birinin DEM Parti ile tokalaşması Türkiye açısından dikkat çekicidir. Kürt sorunu Türkiye’nin en önemli sorunudur. Bu konu ile ilgili gizli saklı hiçbir şeyin kalmaması gerekir. Kürtler artık tehdit edilerek ya da kardeşim denilen sözlere prim vermiyor. Elbette Türkiye’nin ve Kürtlerin çözüm sürecine ihtiyacı var ama Kürtler artık eski Kürtler değil.”

“ AMERİKA TÜRKİYE’Yİ TUZAĞA DÜŞÜRMEK İSTİYOR”

Meclisteki tokalaşmayı siyasi olarak değerlendirmediğini söyleyen 21. Dönem Hakkâri milletvekili Hakkı Töre ise, “Genel Kurulda bütün partiler oturmuştu. Tokalaşmak gerekirdi. DEM Parti resmi bir partidir. Tokalamasını normal değerlendiriyorum. Amerika Türkiye’yi tuzağa düşürmek istiyor. O yüzden gündemi kurt sorunu üzerinde değerlendiriyor. Umarım başarılı olmaz” ifadelerini kullandı.

“SÜRECİN ADI NE OLURSA OLSUN ÇÖZÜME KAVUŞACAĞI YER SİYASİ ZEMİNDİR”

Sağlık sorunları nedeniyle yazılı açıklamalarda bulunan  Kanaat önderi ve eski siyasetçi Ali İhsan Zeydan, seçim sonrası diyalogların iyileşmesi ve pozitif yönde ilerlemesini kıymetli ve değerli olduğunu hatırlatarak, “Bu yeni pozitif havanın oluşması sayın Devlet Bahçeli'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni dönem açılışında Dem Parti sırasına uzattığı el ile başlamış, sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarıyla bu gelişmeyi desteklemiş, ve süreç Dem Parti yetkilileri, Cumhuriyet Halk Partisi yetkilileri ve diğer siyasi aktörlerin olumlu açıklamalarıyla pozitif olarak devam etmiştir. Kuşkusuz sürecin adı ne olursa olsun çözüme kavuşacağı yerin siyasi zemin olduğu değiştirilemez Bir gerçektir. Ne yazık ki geçmişte yaşanan çözüm sürecinde ülke olarak kötü tecrübeler edindik. Bu yeni süreçte eskiden yaşananların tekrarlanmamasını umut ediyorum. bu sebeple de atılacak adımlar daha somut, kalıcı çözüme yönelik olmalıdır. Ülkemizin demokrasi mücadelesi için atılan adımların kıymet bulmasını ve devamının gelmesini umut ediyorum. Türkiye siyasi yapısında uzlaşma ve diyalog çağrısının gündeme gelmesini memnuniyetle karşılıyor ve meselelerin mutabakatla çözülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizin birliği ve barışı için, huzuru için atılan her adımın sonuna kadar destekçisi olacağız. Ülkemizin her ferdi için atılan her adımın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Muhabir: VİYAN ORHAN - FERHAT YİĞİT/ YÜKSEKOVA HALKIN SESİ