İHD Hakkari Şubesi ve Kayıp Yakınları Yüksekova'da Sanat Sokağı’nda bir araya geldi.

 İnsan Hakları Derneği (İHD) öncülüğünde ‘Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın’ talebiyle sürdürdükleri eylemlerin 153’ncü haftasında 8 Mayıs 1994 yılında Ankara’da kaybolan ve 10 Mayıs 1994 günü Kırıkkale sınırları içerisinde cansız bedeni bulunan Kürt bürokrat Namık Erdoğan’ın akıbetini sordu.

“SAVAŞA DUR DİYORUZ!”

Açıklamayı İHD Hakkari Şube Başkanı Sibel Çapraz okudu.

1-648

Açıklamada ilk olarak Suriye’deki çatışmalara değinildi. Çapraz, “Özellikle kadın ve çocukların mağdur edildiği Ortadoğu üçgeninde Rojava başta olmak üzere yapılan insanlık dışı katliamlar, cezaevi şartlarında ki ağır hak ihlalleri, topraksız bırakılan aileler ve yersiz-yurtsuzlaştırılan birçok insan ağır bir saldırı altında hayatlarını ideme etmeye çalışıyorlar. Bizler insan hakları savunucuları olarak savaş politikalarının talan ettiği bölgelerde barış ortamının sağlanması için savaşa dur diyoruz! İnsanların hak kavramı altında sürekli olarak hayati tehlike içinde yaşamlarını idame etmek zorunda olmaları sebebi ile Ortadoğu’da çete vari unsurların desteklenmesinin bir an önce önüne geçilmesi gerektiğini tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.

“KÜRT BÜROKRATIN KIRIKKALE SINIRLARI İÇERİSİNDE KATLEDİLMİŞ BEDENİ BULUNDU”

Çapraz daha sonra Namık Erdoğan’ın öldürülmeden önceki olay örgüsünü okudu.

“Namık Erdoğan sağlık bakanlığı teftiş kurulu başkanlığı görevinde bulunuyordu. Evli ve iki çocuk babasıydı. 8 Mayıs 1994 günü iş yerinden ayrıldı. Ankara Selanik caddesinde ki numuneliler lokaline geçti. Saat 20.30 civarında lokalden ayrılan Namık Erdoğan evine bir daha dönmedi. Hakkârili Kürt bir bürokrat olan Namık Erdoğan, sağlık bakanlığı bünyesinde yapılan ihalelerde bazı usulsüzlükler tespit etti ve akabinde bu ihaleleri iptal ettirdi. 10 Mayıs 1994 günü Kırıkkale sınırları içerisinde katledilmiş bedeni bulundu. Kırıkkale Savcılığı, soruşturma başlattı. Eşi Nuran Erdoğan’ın şikâyeti üzerine şüpheli sıfatıyla Mehmet Ünlü, Haluk Kırcı, Bilal Demirbağ, Menşure Sümer, Veysel Özsoy, Ünal Sümer, Mustafa Azılı, Mehmet Aydoslu’nun ifadeleri alındı.  Başsavcılık 11 Şubat 1999’da görevsizlik kararı vererek, dosyayı Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı’na gönderdi. DGM Başsavcılığı da 23 Eylül 1999’da sekiz şüpheli hakkında ‘cürüm işlemek için teşekkül oluşturma” suçlamasıyla yaptığı soruşturmanın ardından takipsizlik kararı verdi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan’ın katledilmesi ile ilgili olarak yıllar sonra Özel Harekat polisi Ayhan Çarkın, savcılıktaki ifadesine şu sözlere yer verdi; ‘ Ahmet Demirel grubunda daha doğrusu ona yakın çalışan Samsunlu olarak bildiğim Özel Harekât kökenli Sait Yıldırım tarafından gözaltına alındığını biliyorum ’dedi ”  

“17 DEVLET GÖREVLİSİ YARGI ELİ İLE AKLANDI”

Faili meçhul kalan cinayetin üzerinden 17 yıl geçtikten sonra Veli Küçük’ün evinden çıkan 3 Mart 2000 tarihli ‘Namık Erdoğan neden öldürüldü’ başlığı altındaki notta yer alan ifadelerin  haberlere konu olduğunu hatırlatan Çapraz, “Küçük ; ‘Namık Erdoğan görevindeyken görmemesi gereken şeyler gördüğünü, ülkücü camianın bundan rahatsız olduğunu dile getiriyordu’ Yıllar sonra açılan dava da Namık Eroğan’ın Kızı Begüm Erdoğan, Tansu Çiller’in partisi Doğru Yol partisinden bir vekil ile görüştükten hemen sonra katledildiğini mahkeme kayıtlarına geçirdi. Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nın cinayetin üzerinden 17 yıl geçtikten sonra Namık Erdoğan’ın cesedinden çıkan kurşunları balistik incelemeye gönderilmesi, cinayetin üstünün nasıl ustalıkla örtüldüğü önemli bir not olarak hafızalarda kaldı. Böylelikle Türkiye de işlenen faili meçhul cinayetlerin müsebbiplerinin bu olayların üzerlerini örten devlet yetkinleri tarafından işlendiği de gözler önüne serilmektedir.  Cürüm işlemek için kurulan silahlı örgütün faaliyetleri kapsamında Namık Erdoğan’ı katletme suçundan yargılanan 17 devlet görevlisi yargı eli ile aklandı, zorlama bir beraat kararı ile tüm hukuk kaideleri yerle bir edildi” ifadelerini, kullandı.

Çapraz açıklamasının sonunda gözaltına alınıp katledilen Namık Erdoğan ve tüm kayıpların için meydanlarda seslerini yükseltmeye ve sevdikleri için meydanlarda haykırmaya devam edeceklerini belirtti.

"30 YILDIR BABASIZIM”

Açıklama sonrası Namık Erdoğan’ın kızı Begüm Erdoğan’ın babası için yazdığı mektup okundu.

Mektubu İHD Hakkâri Şube Üyesi Pınar Şen okudu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi: Bu ülkede o yıllarda Kürt bürokrasi adamı, aydın ve yazarlarımıza yönelik gerçekleştirilen faili meçhul cinayetlerle alakalı yıllardır mücadele ediyoruz! Bizler babaların bu zalim düzene kurban vermiş çocuklar olarak içimizin yangınını kimseye anlatamayız. Uzun yıllardır bu kahrolası düzene ve düzenin içinde yer alan faillere karşı süren mücadelemizi Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde sayısız delil olmasına rağmen delil yetersizliği yüzünden 2019 yılının Aralık ayında beklentimizi yitirdik. Sözde adalet, bu faillerin suçlu olduklarını bile bile akladı! Bugün benim babamın bizden koparılışın 30.yılı ve ben bu yılda eksiğim, Babasızım” diye belirtti.

Açıklamamın ardından 1 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.

2-562

Muhabir: VİYAN ORHAN / YÜKSEKOVA HALKIN SESİ