YÜKSEKOVA

Yüksekova’da TÜRK-İş’ten oturma eylemi

Yüksekova’da Karayolu Genel Müdürlüğü’nde TÜRK-İş’in, üye çalışanları gelirdeki adaletsizliği protesto etmek için basın açıklaması ve 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi.

Abone Ol

TÜRK-İş’in, üye sendikaların katılımıyla 81 ildeki tüm işyerlerinde hayat pahalılığı, gelirde ve vergide adaletsizlik, ekonomik ve sosyal politikaların çalışanlara olumsuz yansıması gibi gerekçelerle düzenledikleri basın açıklaması ve oturma eylemine Yüksekova’da  Karayolu Genel Müdürlüğü’nde TÜRK-İş’e üye çalışanlarda katıldı.

Karayolu genel Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen oturma eyleminde TÜRK-İş’in bildirisi okundu.

Çalışanlardan İlyas Biçer ’in okuduğu bildiride hayat pahalılığı, gelir ve vergide adaletsizliğin, uygulanan ekonomik ve sosyal politikaların çalışanların yaşam koşullarını giderek zorlaştırdığına dikkat çekildi.

Bildirinin devamında şu ifadelere yer verildi: “Sıkıntılarımız artarak devam ediyor. Hayat pahalılığı, satın alma gücümüzdeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, işsizlik, güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı ve mülteci istihdamı gibi sorunlar,  başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır. Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz” dedi.

VERGİ SİSTEMİNDE ACİLEN DÜZENLEME YAPILMALIDIR

Bildiride vergi sistemine vurgu yapılarak, “Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir” ifadelerine yer verildi.

Emeklilikte hak kaybının önüne geçilmelidir

Emeklinin unutulmadığı bildiride, “Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir. Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır.
Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir. Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.
Kıdem tazminatı tavan miktarı asgari ücretin brüt 7,5 katı olmalıdır.
TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bugüne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık.
Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi. Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir” diye belirtildi.

BOZULAN EKONOMİNİN BEDELİNİ BİZ ÖDEMEYECEĞİZ

Bildiride, TÜRK-İŞ sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele ediğinin altını çizdi.
“Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıt dışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor. 
KİT’lerde ve kamuda taşeron işçilik sona erene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz, 696 sayılı KHK ile kadroya giren işçilerin kanundan doğan haklarını aramaya devam edeceğiz.
Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır. Rekabet düşük işçi maliyet sağlanmamalıdır.
Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz.
Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz” diye konuştu.

Açıklamanın ardından işçiler 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi.