YÜKSEKOVA

İHD ve kayıp yakınları, Şemdinli’de öldürülen 14 köylünün faillerini sordu

İHD Hakkari Şubesi, ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle sürdürdükleri eylemlerin 133’üncü haftasında Şemdinli’de 1994 yılında öldürülen 14 kişi için adalet talebinde bulundu.

Abone Ol

İHD Hakkari Şubesi ve Kayıp Yakınları Yüksekova'da Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. İnsan Hakları Derneği (İHD) öncülüğünde ‘Kayıplar bulunsun, failler yargılansın’ talebiyle sürdürdükleri eylemlerin 133’üncü haftasında 1994 yılında Şemdinli’nin Ortaklar Köyü Ormancık mezrasına öldürülen 14 köylünün faillerini sordu.

Açıklamayı okuyan İHD Hakkari Şube Başkanı Sibel Çapraz hasta tutsaklar ve kaybedilenler için adalet istedi.

Çapraz İnsanlığa karşı işlenen suçlarda hukuk yolunun açılmaması insan haklarının sistematik ve yaygın olarak ihlal edilmesine neden olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:

“Zorla kaybetme suçu cezasızlık sisteminin varlığında gerçekleşir ve devam edecek iklimi bulur. olur. Cezasızlık sistemi, toplumu hukuktan ve adaletten uzaklaştırarak huzur ve güven içinde bir toplumsal yaşamı imkansızlaştırır’’ 133 haftadır Hakkari’den gözaltında kaybetme suçunun cezasız bırakılmasına itiraz ediyoruz, hükümeti ve adli makamları kaybedilenlerin varlığının inkârı ve kaybedenlerin cezasız bırakılmalarından ibaret olan gözaltında kayıplar politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz. 133.haftamızda gözaltına alındıktan sonra katledilen ve akıbeti faili meçhul bırakılan Naci Şengül, Salih Şengül, Hayrettin Öztürk ve 11 köylünün katledilmesi olayını kamuoyu ile paylaşıyoruz.   24.07.1994 tarihinde Şemdinli’nin Ortaklar Köyü Ormancık mezrasına Yarbay Ali Çamurcu'nun başında bulunduğu Jandarma ekibi baskın düzenledi. İnsanları evlerinden çıkarıp köy meydanına toplayan askerler , erkekleri çırılçıplak soydu, köylülere ağır işkenceler yaptı. Olanları kabul etmeyerek tepki gösteren iki kadın ağır şekilde şiddet gördü. Evler yakıldı, hayvanlar telef edildi. Naci Şengül, ve beraberindeki 6 kişi diğer köylülerin gözü önünde işkenceye uğradı ve gözaltına alındı. Olayın duyulması ile köye gelen akrabaları Salih Şengül ve Hayrettin Öztürk ve diğer 5 köylüde hemen orada gözaltına alındılar. Gözaltına alınmamak için direnen bir başka yurttaş ise köy meydanında katledildi. Olayın yankılanmasının ardından gözaltına alınanların akrabaları ve sivil toplum örgütleri gözaltına alınanların serbest bırakılması için her ne kadar  çağrılar yapsa da bu çağrılar karşılık görmedi. Olay dönemin Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sema Pişkin süt tarafından TBMM'ye taşındı, dosya gündemleştirilmeden kapatılmaya çalışıldı. 14 köylüden ise bir daha haber alınamadı. Naci Şengül, Salih Şengül, Hayrullah Öztürk’ün aileleri tıpkı diğer aileler gibi cumhuriyet savcılığına başvuruda bulundu. Olayı inkar eden resmi kurumlar takipsizlik kararı ile ailelerin başvurusunu Sümen altı etmek istedi.   Büyük baskı ile karşılaşan köylüler de göç etmek zorunda kaldı.   2011 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı makamına mektup gönderen bir er, ilgili olayın yaşandığı dönemde karakolda askerlik görevini yerine getirdiğini, köylülerin 5 gün boyunca ağır işkenceler gördüğünü, jitemci olduklarını söyleyen sakallı kişiler tarafından tabur içinde açılan bir çukura götürülen köylülerin silahlarla tarandığı ile ilgili olarak beyan verdi.   Savcılık olayın araştırılması için görevlendirmeler yaptı. Yarbay Ali Çamurcu ve Astsubay Fatih Akça’nın Cinayet,  Gasp, Düşüğe neden olma, Köyü terk etmeye zorlama gibi suçlardan yargılanmaları için izin istenilse de soruşturma izni verilmedi. Aileler Ahim’e başvuruda bulundu. Her ne kadar Türkiye yargısı köyde çatışma çıktığı iddası üzerine bir savunma hazırlamış olsa da olay yeri tutanakları, meclis raporları, görgü tanıklarının beyanları üzerine karar veren Avrupa İnsan Hakları mahkemesi büyük dairesi Türkiye’nin AİHS’nin “yaşam hakkını” düzenleyen 2.maddesi “işkence yasağını” düzenleyen 3. maddesi ve “özgürlük ve güvenlik hakkı” başlıklı 5.maddelerini hilal ettiğine karar verdi. Böylelikle işlenen katliam Ahim tarafından kayıt altına alındı. 30 yıldır Naci Şengül, Salih Şengül, Hayrettin Öztürk ve katledilen diğer köylüler için adalet arıyoruz. Gözaltında işkence ile katledilen insanlarımızın hayatları kanun maddeleri içindeki sınırlamalara tabi tutulmadan insanlığa karşı işlenmiş suçlar gerekçesi  ile ele alınmalı ve sorumlular bir an önce adil bir yargı önünde hesap vermelidir. Buradan yetkinlere bir  daha sesleniyoruz; Naci Şengül, Salih Şengül, Hayrettin Öztürk ve diğer köylülerin akıbeti açıklansın, sorumlular yargılansın”

Basın açıklaması sonrası grup 1 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi.