İzmir'de Eğitim Sen İzmir Şubeleri'nin çağrısıyla biraraya gelen çeşitli sivil toplum kuruluşları, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmir Müftülüğü arasında imzalanan protokol ile kentteki 842 okulda “Manevi Danışmanlık” adı altında imam, Kur’an kursu öğreticisi, vaiz ve din hizmetleri uzmanı görevlendirilmesini protesto etti.

Kemeraltı Çarşı girişinde biraraya gelen eğitim emekçileri, "Laikliği ve laik eğitimi hedef alan politika ve uygulamalara derhal son verilmelidir" yazılı pankart taşıyarak, sık sık "Okullarda imam istemiyoruz", "AKP elini çocuklardan çek" ve "Parasız bilimsel demokratik eğitim" sloganları attı.

Açıklamaya CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen de katıldı. Grup adına açıklama yapan Eğitim Sen 1 No'lu Şube Başkanı Necip Vardar, Türkiye’de siyasi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda, dini kural ve referanslara göre biçimlendirme isteği yetkili konumlardaki kişiler tarafından sıklıkla ifade edildiğini belirtti.

'DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR'

Son yıllarda, Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalandığına dikkat çeken Vardar, bu ortak projeler üzerinden eğitimin dinselleşme süreci hızlandırıldığını, doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamaların hayata geçirildiğini söyledi. Dini ve manevi değerleri merkeze alan 'Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi'nin (ÇEDES), etkin bileşeni din referanslı kurumlar olması nedeniyle laik-bilimsel eğitim anlayışına ve eğitim bilimlerine aykırı bir çerçevede hazırlandığını ve uygulanmaya başladığını söyleyen Vardar, şunları kaydetti;

“Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçmelidir. Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin parçası haline getirilemez! Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz. Kurumlar olarak okulları dini referanslı faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için yürüttüğümüz mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.”

CHP'Lİ GÖKÇEN: ÇOCUKLARIN SAĞLIĞI İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR TEHLİKEDİR

Açıklamada konuşan CHP Milletvekili Gökçe Gökçen, konuyu yakından takip ettiklerini belirterek, “Binlerce öğretmen atama beklerken ve okullarda rehber öğretmenler bu işi yapmak üzere görevlendirilmişken, öğretmenlik de bir uzmanlık mesleğiyken dışarıdan uzmanlığı olmayan din görevlilerinin okullara atanması kabul edilemez. Bizler hem CHP olarak hem de bütün bileşenler olarak bu konuyu takip etmeye devam edeceğiz. Bugün bir başlangıç. Mücadelemizin başlangıcı. Öncelikli talebimiz bu konunun iptal edilmesi. Manevi danışmanlığın ne kadar kötü sonuçlara sebep olduğunu bizler Akdeniz Üniversitesi'ndeki öğrenci intiharlarından gördük. İzmir'de her üç okuldan birine manevi danışman adı altında uzman olmayan kişilerin getirilmesi çocukların sağlığı için çok büyük bir tehlikedir” dedi.

Editör: Erkan Çobanoğlu