Bir milletin geleceği, sınıfın dört duvarı arasına sıkışmış birkaç çocuğun bakışlarında gizlidir. Ve o bakışlara ışık tutan, adanmış bir yüreğin sahibi olan öğretmenlerdir. Bugün, onların günü… Bizim hikâyelerimizin görünmez kahramanları.

Öğretmenler, sadece bilgi taşıyıcıları değildir; onlar hayallere kanat takan ustalardır. Kimi zaman bir çocuğun kimsesizliğine ebeveyn, kimi zaman en zor sorulara yanıt arayan bir rehber, kimi zamansa hayat mücadelesinde düşenleri kaldıran bir dost olurlar. Köy okullarında karla kaplı patikalarda yürürken, şehirlerin beton labirentlerinde umudu ararken, bir tohumun ormana dönüşmesini beklerken sabrı öğreten de onlardır.

Bir öğretmenin emeği bazen yıllar sonra çiçek açar. Belki bir doktorun elinde bir hayat kurtulur, belki bir mühendis yeni bir köprü inşa eder, belki de bir yazar kaleminden dünyaları değiştirir. Tüm bu başarıların temelinde, bir zamanlar bir sınıf köşesinde yazılan satırlar vardır. "Bu çocuğun ışığı var," diye mırıldanan bir öğretmenin sesi yankılanır.

Ama ne yazık ki, her öğretmenin ellerindeki tebeşirin beyaz izi kadar görünür değildir verdikleri emek. Bugün bir kez daha hatırlamalıyız; onlara sadece bir gün değil, her gün minnet duymalıyız. Zira onların inancı olmadan ne çağdaş bir toplum kurabiliriz ne de insanlık için umut taşıyabiliriz.

Bu anlamlı günde, hayatta olan öğretmenlerimize saygıyla, kaybettiklerimize rahmetle ve görev başındaki tüm fedakâr öğretmenlerimize sonsuz teşekkürle sesleniyoruz: "İyi ki varsınız!"

Unutmayalım, bir öğretmenin emeği, bir milletin kaderini değiştirir.